Genel

ROJAVA DEVRİMİNİN 12. YILI

Vejîn Jiyan yazdı: ROJAVA DEVRİMİNİN 12. YILI

19 Temmuz 2012 ‘de Kobanî’de yakılan ilk kıvılcım kısa bir sürede tüm Rojava’yı devrimin saflarına kazandırdı. Bugün sadece Kürt halkı için değil, başta Ortadoğu olmak üzere tüm insanlık için büyük bir umut olan Rojava Devrimi onbirinci yılını ardında bıraktı. Bu devrimin etkilerini, kazanımlarını ve kalıcı sonuçlarını yorumlayabilmek için henüz erken diyebiliriz. Önderlik paradigması, Özgür Kürdistan ve Demokratik Ortadoğu için, demokratik uygarlığın inşası için tüm düşünsel malzemeye sahiptir. Bunu inşaya yönelen Rojava Devriminin derinleşmesi, kurumsallaşması ise mücadelenin belirleyeceği bir durumdur. Fakat Rojava Devrimi 11 yılda bile biz Kürtlere ve tüm insanlığa birçok şeyi yeniden hatırlattı ve ondan da fazla şeyi ise öğretti, öğretmeye devam ediyor. Bu açıdan tarihe önemli bir devrim olarak şimdiden geçmiştir.

Öncellikle Rojava Devriminin Kürt halkı üzerindeki etkileri ve anlamının altı çizilmesi gerekiyor. Kobanî, Efrîn ve Qamışlo’ya yeşil, kırmızı, sarı bayraklar dikildiği andan itibaren tüm Kürt halkı bunun kendi tarihi için ne kadar önemli bir gelişme olduğunu anladı. Anlamaktan öteye bunu hissetti. Bu, soykırım cenderesinde tutulan bir halkın varlığını ve varlığı için direneceğini bir kez daha göstermesi anlamında sembolikti. Sembolik anlamının ötesinde dörde bölünmüş Kürdistan’ın en küçük parçasındaki aslında çok da tahmin edilmeyen devriminin tüm Kürdistan’ın kaderini etkileyeceğini Kürtler, kısa sürede kavradı. Sinê’den Dersim’e, Kars’tan Kerkük’e ülkede ve yurt dışındaki tüm Kürtler devrimi heyecanla takip ettiler. Devrim için yapabilecekleri şeyleri araştırdılar. Serekaniyê’de devrime ilk çete saldırıları başladığında Kürdistan’ın her yerinden insanlar devrimi savunmaya gitti. Ambargolarla kıskaca alınmaya çalışılan devrime maddi ve manevi destek ise hiçbir zaman azalmadı. Sömürgecilerin desteklediği gözü dönmüş vahşi çetelerle savaşan Kürt gençlerinin Kürtlüğü savunduğundan kim şüphe duyabilirdi ki?

Bugün Kobanî şehrinin Kürtlerin hafızasına kazınmış olması insanlara doğal geliyor. Oysa bırakalım Kobanî’yi Kürtler arasında ulusal bilinci en yüksek kesimler ve PKK militanları dışında Rojava coğrafyasını tanıyan, birkaç şehrinin en azından adını duymuş çok az insan vardı. Önderliğin uzun yıllar Rojava’da kalmış olması Bakur’da fazladan bir aşinalık yaratıyordu. Ayrıca yine Bakur’da “binxet” kavramı köklü çağrışımlara sahipti. Kürdistan’ın bir parçasının herkes tarafından bu kadar yakından bilinmesi Rojava Devrimi ile oldu. Bu açıdan Rojava devriminin en kalıcı etkisi Kürtlerde duygusal birliği önemli oranda sağlaması oluyordu.
Bu duygu kuşkusuz en çok Kobanî direnişiyle açığa çıktı. Kobanî direnişi ile ilgili çok şey söylendi, kuşkusuz daha da söylenecektir. Faşist çetelerin sonunun başlangıcı olan Kobanî her şeyden önce tüm Kürtlerin seferber olması ile özgürleşti. Bakur en geniş kapsamlı serhildana kalkıp 40’a yakın şehit vererek, faşist çetelerin ana destekçisi TC’yi felç etti. Kürtler bulundukları her yerde serhildanlarla Kobani’ye güç verdi. Bu direnç anti-faşist bir ittifakın da oluşmasını sağladı. Ve gençler akın akın faşist sürülerin saldırdığı Kobanî’ye, Gelhatların, Arinlerin komutasında destan yazmaya koştu. Dört parça Kürdistan’dan gençler Kobanî’de sonsuzluğa ulaştı. Artık Kobanî her Kürt için manevi bir değer haline geliyordu. Rojava tüm Kürdistan demekti.

Öte yandan Rojava Devrimi demokratik değerlerle mücadele geleneğinin evrensel düzeyde canlanmasına yol açtı. Öncellikle bir kadın devrimi olan bu mücadelenin dünyayı etkilemesi anlaşılırdır. Kadınlar Rojava Devriminde kendi iradelerinin sonuçların ve potansiyelini gördüler. Modern dünyanın kusmuğu olan DAİŞ’te sembolleşen en geri ataerkil zihniyete karşı silahla direnen sadece direnmekle kalmayıp zafer kazanan kadın gücü evrensel düzeyde kadın mücadelesinin önemli belki de en önemli cephesi oldu. Köleleştirilmeye çalışılan kadına karşı özgür kadını temsil eden YPJ’nin tüm dünyada kadın mücadelesi bilincini geliştirdiği tartışmasızdır.
Rojava Devrimi dünyanın gündemine artık neredeyse kullanılmayan bir kavramı tekrardan soktu; “Enternasyonalist Devrimci” Devrimin neredeyse ilk gününden itibaren devrimci değerler bağlı dünyanın her yerinden gençler demokratik sosyalizminin bu deneyimine katkı sunmaya başladı. Cephede savaşanından diplomatik ya da maddi yardım için seferber olana, farklı halklardan devrimciler Rojava devriminin savunulması için harekete geçti. Kobanî’nin yeni “Stalingrad” olacağını ilan eden Kürtlerin tüm dünyada anti-faşist güçlerden destek bulması anlamlıydı. 1 Kasım 2014 tarihinde tüm dünya bu desteğini göstermek için sokaklara çıktı. Bu antifaşist koalisyonun oluşumunda kritik bir dönemeçti.

Fakat anti-faşist geniş sempati ağına karşın Rojava Devrimi’ni asıl sahiplenenler devrimciler oldu. Kapitalist moderniteye karşı yeni bir dünya mücadelesi verenler için kendilerini Rojava Devrimcileri ile özdeş görmelerinin önünde hiçbir engel yoktu. Aynı amaç için mücadele ediyorlardı. YPG bayrağındaki kızıl yıldız ortak devrimci mirasın hemen anlaşılmasını sağlıyordu. Zaten sosyalizm tüm dünyayı mücadele alanı olarak görüyordu. Türkiyeli devrimcilerin bu enternasyonal direnişin önemli bir parçası olması kuşkusuz tesadüf değildi. Çünkü her şeyden önce aynı düşmana karşı faşist TC sistemine karşı mücadele ediyorlardı. Demokratik sosyalizmin değerleri ile mücadele eden toplumun örgütlenmesinde daha demokratik daha eşitlikçi bir sistem öneren Rojava Devrimi devrimcileri çekiyordu. Rojavalı devrimciler Kürt halkı için mücadele ederken her zaman demokratik ulus mantığı ile hareket ediyordu. Sadece Kürt halkını değil Kuzey Doğu Suriye’de yaşayan tüm halkların devrimi olmayı başaran bu hareket milliyetçiliğin kör dövüşü nedeniyle kan banyosuna dönmüş Ortadoğu’da demokratik alternatifi temsil ediyordu. Örgütlü ya da bireysel olarak bu devrime katılıp şehit düşen yüzlerce enternasyonalist genç aynı zamanda devrimci ideallerin insanlığın yüz akı olduğunu dünyaya bir kez daha kanıtladı.
Rojava Devrimi her şeyden önce ulusal ve evrensel değerlerin nasıl harmanlanacağını göstermiştir. Kürt halkı özgürlüğe yürürken bunu hangi evrensel, demokratik değerlerle yapacağını netleştirmişti. Ve bu hem Kürt halkına hem de insanlığa umut kaynağı olmuştur. Bugün devrimin yıldönümünü Kürt halkıyla birlikte ilerici insanlığın kutluyor olması bundandır.

Related Articles

Close