“Öncelikle Zap Avaşin ve Metina’da şehit düşen yoldaşların şahsında bütün devrim şehitlerini anıyor, önlerinde saygı ve minnetle eğiliyorum. Yine bu süreçte Zap, Avaşin ve Metina’da üstün bir iradeyle düşman saldırılarına karşı zafer ruhuyla savaşan bütün yoldaşları buradan selamlıyoruz. Yine bununla beraber Kürdistan’da yürütülen son süreçteki saldırıları elbetteki olağan, normal saldırılar olarak ele almamak lazım. Bu saldırıların temel amacının özellikle Kürdistan halkını bitirmeye yönelik, Kürt halkını yok etmeye yönelik olduğunu bilmek lazım. Elbette sadece Rojava’da yürütülen bir savaş yoktur, Şengal’de yürütülen bir savaş yoktur, sadece Maxmur’da yürütülen bir savaş yoktur. Kürdistan’ın her tarafına yönelik bir saldırı var. Kürt’ü bitirmeye yönelik bir saldırı var. Bunlar bir bütünen her süreç içerisinde değerlendirildi. Hareketimiz bunu her anlamıyla açıkladı. Bunlar bizler açısından önemli fakat şunu bilmek gerekiyor; özellikle düşmanın, faşist TC devleti’nin özellikle Bakurê Kurdistan’da yürüttüğü savaşı, özel savaşı, her anlamıyla yürüttüğü faşist saldırıları anlamak gerekiyor.
Kürdistan’ın her yerine, dağına, taşın,a toprağına, ağacına her yönüyle bir saldırı var. Kürt’ün yaşadığı her yere bir saldırı var. Şimdi bunu hem siyasi hem kültürel hem de fiziki soykırımlarla yapmaya çalışıyor. Bakurê Kurdistan bunu iyi görmeli. Ciddi anlamda fiziki soykırımla karşı karşıya olduğunu bilmeleri gerekiyor.”
İradesiz kılamadığı yoldaşlarımızı şimdi katletmeye çalışıyor
“Özel savaş diye belirttiğimizde hep şöyle bir algı oluşuyor; bunu algılarla yapmaya çalıştı, uyuşturucusuyla yapmaya çalıştı, ahlaki kirlilikte yürüttü ama artık öyle bir evreye geldi ki Kürt’ü fiziki olarak da bitirmeye yönelik bir saldırı var. Şimdi zindanlarda bu kadar arkadaşın şehit düşürülmesinin temel sebebi budur. İradesiz kılamadığı yoldaşlarımızı şimdi katletmeye çalışıyor. Yine dikkat edelim İstanbul’da, Kocaeli’de, Sakarya’da Türkiye’nin her tarafında Kürtlere yönelik çok ciddi saldırılar var. İşçi olarak giden gençlere yönelik .çok ciddi faşist saldırılar gelişiyor, ailelere karşı bir saldırı var. Şunu belirtmek gerekiyor; Kürt’ün yaşamına tahammül etmeyen bir zihniyet var. Kültürel olarak, asimilasyon yöntemlerini kullanarak, bir bütünen ahlaki olarak Kürt’ü bitirmeye yönelik bir saldırı vardı. Şimdi fiziki olarak bitirmeye yönelik bir saldırı var. Bunu iyi görmek gerekiyor.”
Bizleri ahlaki olarak bitirmeye yönelik bir saldırıları var
“Son süreçte hepimiz takip ediyoruz. Botan’da yürütülen taciz, tecavüz yani üniformalı tecavüzcüleriyle bizleri ahlaki olarak bitirmeye yönelik bir saldırıları var. Bunu da özellikle genç kadınlar üzerinden yapmaya çalışıyorlar. Öğretmenleriyle, askerleriyle üniformalı tecavüzcüleriyle yürütmeye çalışıyor. Son yaşanan Firdevs Babat katliamı da aslında bunun göstergesidir. Bir bütünen ya tecavüz ediyor, ya katlediyor, ya da bir bütünen ahlaki olarak yozlaştırmaya çalışıyor. TC, faşist zihniyetiyle bunu hep yürütmeye çalıştı.
Özellikle Bakur’daki gençleri uyuşturucuyla bir bütünen ortadan kaldırmaya, düşünmeyen gençliği yaratmaya, iradesiz bırakılmış bir gençliği yaratmaya, tamamen kendisine göre bir gençliği yaratmaya, sistem içine empoze edilmiş bir gençliği yaratmaya yönelik bir asimilasyon ve soykırım içerisindeydi.”
Son dönemlerde yürütülen özel savaş tarzı dünyanın hiç bir yerinde yoktur
“Şimdi bunu çeşitli özel savaş yöntemleriyle daha fazla yürütmeye çalışıyor. Bu saldırılar karşısında elbetteki ne yapmak lazım? Bunu sorgulamak lazım. Bunu da belirtmek gerekiyor. Son dönemlerde yürütülen özel savaş tarzı dünyanın hiç bir yerinde yoktur. Bu kadar saldırı altında kalmış hiç bir halk yoktur. Bir Kürt’ün ölüsüne bile tahammülü yoktur. Şehit Egit’i kargoyla ailesine göndermişlerdi. Şimdi de aynı şekilde Şehit Welat Çiya şahsında aynı şey yapıldı. Bir torbada babasına verildi. Bizim böylesi bir düşman karşısında ahlak beklentimiz yoktur. Fakat bütün savaşlarda bir savaş ahlakı vardır. Fakat şunu bilmek gerekiyor; böylesi bir düşmanın ahlakının olmadığı, böyle bir düşmandan adalet beklemenin yanlış olduğu, böyle bir düşmandan herhangi bir beklentinin olmasının doğru olmadığını bilmek gerekiyor. Bu kadar düşmüş bir zihniyetin, bu kadar faşist, bu kadar soykırımcı bir zihniyetin aslında evrildiği noktadır. Şehit Welat Çiya’nın aslında ailesine verildiği nokta soykırımcı zihniyetin geldiği noktayı gösteriyor.”
Gençliğin mutlaka eyleme geçmesi gerekiyor
“Bu anlamıyla gençliğin bu süreçte görev ve misyonu nedir? Bizler ne yapmalıyız? O noktada gençliğe düşen görevler vardır. Bakur gençliği böylesi taciz tecavüzün yaşandığı süreçte, bu kadar orman katliamları yaşanıyor, soykırımlar yaşanıyor, neredeyse hergün zindanlarda cenazeler çıkıyor, şehadetler yaşanıyor, cenazelerimize karşı çok ciddi anlamda saygısızlıklar yapılıyor, ahlaksızlık yapılıyor. Buna karşı gençliğin mutlaka eyleme geçmesi gerekiyor. Hiç bir yerden beklememesi gerekiyor. Elbetteki toplum buna karşı bir refleks gösterecektir. Fakat bunun öncülüğünü yürütecek güç gençliktir. Bakur gençliği bizi bu anlamıyla düşündürüyor. Bu kadar yaşanan ahlaksız karşısında, Avaşin’de, Zap’ta, Metina’da böylesi çetin bir savaşta arkadaşlar çok ciddi irade savaşı yürütüyorlar. Bu kadar koşulların zorlu olduğu bir yerde böylesi bir irade açığa çıkıyor. Neden Bakur’da yürütülen böylesi faşist saldırılar karşısında gençlik öncülük yapmıyor? Bunu sorgulamak lazım. Bugün yapmayacaksak ne zaman yapacağız? Böylesi bir zihniyet karşısında gerillaya katılmayacaksak ne zaman katılacağız? Bunu sormak lazım.”
Bakur gençliği Kobanê’de DAİŞ saldırdığında en ön saflardaydı, kabul etmedi
“Evet yüzlerce genç katılıyor. Fakat biz bu gençliğin özellikle Bakur gençliğinin potansiyelinin bu olduğuna inanmıyoruz. Bu kadar savaş yürütülecek, bu kadar saldırı olacak, böylesi bir saldırı karşısında Bakur gençliğinin durması eyleme, geçmemesi mümkün değildir. Bakur gençliği Kobanê’de DAİŞ saldırdığında en ön saflardaydı, kabul etmedi. Bunun karşısında savaştı. Bakur gençliği Nusaybin’de, Sur’da, Cizre’de faşist zihniyete karşı, sömürgeci zihniyere karşı en ön saflarda savaştı. Biz biliyoruz ki Bakur gençliğinin ruhu bu ruhtur. Bütün Kürdistan’da Bakur gençliği böyle tanınır. Öncülüğüyle, faşizme olan cevabıyla, saldırısıyla, eylemiyle. O nedenle böylesi yürütülen ahlaksız saldırılar karşısında, faşizan saldırılar karşısında gençliğin durması mümkün değildir. Bu anlamıyla her yönüyle eyleme geçmek gerekiyor. Ormanlarımız mı yakılıyor o zaman bütün fabrikalarını yakmamız gerekiyor. Faşizmin olduğu her yerde bizim kesinlikle eyleme geçmemiz gerekiyor. Devlet zihniyetinin olduğu, faşizmin olduğu, her yeri yakıp yıkmak gerekiyor. Çünkü artık tahammül edilecek süreç değildir, bekleyecek süreç değildir.”
Gençlik biz eyleme geçemiyoruz diyorsa gerilla saflarına katılabilir
“Bütün Bakur gençliğinin bu anlamıyla eyleme geçmesi gerekiyor. Gençlik biz eyleme geçemiyoruz diyorsa gerilla saflarına katılabilir. Bizlerle beraber aynı yolda savaşım yürütebilirler, aynı mevziilerde savaş yürütebilirler. O nedenle kesinlikle şehir gerillacılığını yürütebilirler. Şehirlerde her yeri bir mevziiye dönüştürüp savaşım yürütebilirler. Bu anlamıyla da düşmana karşı direniş içerisinde olmak gerekiyor.”
Bu bir onur savaşıdır
“Kesinlikle düşmanın Kürdistan topraklarına girmesine izin vermemek gerekiyor. O nedenle şunu belirtmek lazım; bizim Kürdistan’da böylesi topraklar işgal altındayken böylesi saldırılar varken kesinlikle yaşadığımızı belirtemeyiz. Üniversiteli ben okul okuyorum, yaşıyorum, özgürlüğümü kazanacağım dememelidir. Böyle bir yaşam yoktur. Topraklarımız hergün işgal ediliyor, hergün katliamlar yaşanıyor, hergün şehadet yaşanıyor. O nedenle şunu belirtmek gerekiyor; Böylesi bir saldırı karşısında yaşamaya devam edeceğim demek bir Kürt genci için doğru değildir. Kaldı ki bu yaşam bizim yaşamımız değildir. Çünkü sömürülmüş bir yaşam, sömürge altında bir Kürdistan’da yaşamak tamamen bir yanılgı olur, doğru da değildir. Bizim yaşayabileceğimiz herhangi bir alan yoktur, Özgür alanlarımız yoktur. O zaman özgür alanlar yaratmak gerekiyor. O nedenle bütün Bakur gençliğinin bu onur savaşında yer alması gerekiyor. Bu bir onur savaşıdır. O nedenle eskisi gibi yaşamak, eskisi gibi yaşamına devam etmek, bu kadar soykırım karşısında yaşamına devam etmek gaflettir. O nedenle bütün gençliğin bu süreçte eyleme geçmesi gerekiyor, öncülük etmesi gerekiyor ve en önemlisi gerillaya katılması gerekiyor. Çünkü bu savaş burada yürütülür. Mevziilerde bizlerle beraber yoldaş olarak, bu savaşı yürütmek gerekiyor. Düşmanı ancak böyle yenebiliriz, bu zaferi böyle kazanabiliriz.
Şimdi buradan Bakurê Kurdistan gençliğine sesleniyoruz. Bu onursal savaşta yerimizi almayacaksak ne zaman? Bu anlamıyla bütün Bakurê Kurdistan gençliğinin bu savaşta yer alacağına inanıyoruz, bütün kürdistan gençliğinin bu süreçte öncülük rolünü oynayacağına inanıyoruz. Bu anlamıyla bütün gençliğe sesleniyoruz. Werin Cenga Azadiyê.”
