DergilerGenelYurtsever Gençlik

“Gençlik Kominin Ruhu ve Enerjisidir”

Gençlik Perspektifi:

Bu Düzeni Değiştirmeliyiz! | sınıf mücadelesinde Marksist Tutum

Değerli Yoldaşlar;

Toplumlar tarihinde manifestoların büyük bir değeri vardır. Neredeyse tüm görkemli çıkışların kökeninde manifestolar bulunmaktadır. Manifesto, büyük düşünsel yoğunlaşmaların, ideolojilerin, güncellik kazanan ve yaşamsallaştırmak için yol ve yöntem belirleyen, birer rehber ve yol göstericidir. Bu anlamda Réber Apo’nun demokratik toplum manifestosu devletli uygarlığın son temsilcisi olan kapitalist moderniteye karşı insanlığın yol göstericisi ve rehberidir. Réber Apo, bu manifesto ile 50 yıllık zihinsel, düşünsel, teorik ve pratik tüm yoğunlaşmalarını rafine ederek, tarihsel ve toplumsal süzgeçten geçirerek, derinleştirip sadeleştirerek, bal kıvamında önümüze koydu. İnancımızı tazeleyerek, özgürlük umutlarımızı yeniden yeşertti. Demokratik toplum manifestosu önümüzdeki yüzyıllara damgasını vurabilecek tarihi bir belgedir. Apocu gençlik olarak demokratik toplum manifestosuna bu şekilde yaklaşmalıyız. Bundan sonra tüm teorik düşünsel sistemsel ve yaşam ve çalışmamız bu manifestoya göre şekillenecektir.

Demokratik toplum öz olarak devlet dışı olan toplulukların yaşam biçimi ve toplumsal organizasyonudur. Buna komünal toplum ve ahlaki politik toplum da diyebiliriz. Komün ise, demokratik Toplumun kök hücresidir. Réber Apo komünü demokratik toplumun çekirdeği olarak tanımladı. İnsan toplumunun ilk kimliği ve ilk örgütleme formu olan klan ve kabile aynı zamanda birer komündür. Devlet olmayan topluluk örgütlemesi olduğu için, aynı zamanda demokratiktir. Bu anlamda demokratik toplum, topluluklar şeklinde örgütlendiğine göre buna en iyi gidecek örgütsel form, komün örgütlenmesidir. İnsan toplulukları, iktidar elitleri ve devlet denen aygıtla sonradan tanışmıştır. İktidar toplumun maddi ve manevi artılarına el koyma iken, devlet iktidarın kurum ve hukuka kavuşmuş halidir. Kadın etrafında şekillenen ve komünleşerek toplumsallaşan insan topluluklarına, devlet ve iktidar elitleri, komünü dağıtarak, tahakküm ve sömürüye dayalı bir sistem ve zihniyet geliştirmiştir. Bundan dolayıda Réber apo toplumlar tarihi sınıfların değil, devlet ile komünün çatışma tarihidir dedi. Devlet komünü dağıtarak ancak kendi sistemini kurabilmiştir. Devlet denen baskı ve sömürü aygıtı dönemlere göre maske ve kılıf değiştirsede, hep bir grubun, bir zümrenin, bir sınıfın, hanedanın, ailenin, aristokratın ya da şirketlerin karına kar, sermayesine sermaye katan bir aygıt olmuştur. Devletin gen ve kökeninde sınıf sömürü ve tahakküm vardır. Dinleri, mezhepleri, milliyetleride kendilerine maske olarak kullanmışlardır. İktidar ve devlet elitleri, ya da Réber Aponun kastik katil dediği kesimler, günümüzde kendisini ulus devletle forma kavuşturmuştur. Ulus-devlet, tarihin tanıdığı en barbar, en vahşi, en çok sömüren devlet biçimi olmuştur. Önce ticaret, sonra sanayi, sonra finas kapitalle dünyayı yaşanmaz duruma getirmişlerdir. Ulus-devlet sistemi ile sömürü sınıf ve tahakküm sistemi çok daha fazla derinleşmiştir. Sermaye ve kar kanunları gereği, homejen toplum yaratmak için, yüzlerce halk, dil ve kültürleri ile birlikte tarih sahnesinden silinmiştir. Endüstriyalizmle ile birlikte bilimsel ve teknolojik gelişmeleride denetimlerine alarak yer kürenin altını üstüne getirerek sürdürülemez ekolojik tahribatlar yaratmışlardır. Daha önce doğa ile dost ve kendisini doğanın bir parçası olarak gören insanı, birinci doğaya düşman hale getirerek doğadan kopartmışlardır. Kapitalist modernite, en son hamlesini tekno oligarklar ile yaparak toplumsal doğanın tüm değerleri ile oynamıştır. Ahlaksız, vicdansız, politikasız, kimliksiz ve işsiz bir birey ve toplum yaratarak deyim yerinde ise insanlığa son çiviyi çakmak istemişlerdir. Böylelikle insan hem 1.doğadan hem kendi yarattığı isteniyor. İkisinden uzaklaşan insandan da geriye hiçbir şey kalmaz.

Réber Apo kapitalist modernitenin ulaştığı bu aşamayı da görerek, manifestoda insanlıkta ısrar sosyalizmde ısrardır dedi. İnsan ancak sosyalizmle insan olur. İnsanlığın yeni bir toplumsal harekete ve yeni bir sosyalizme ihtiyacı var. İnsanlık bu toplum düşmanı sermayedar ve azgın bireyciklerden ancak demokratik toplum sosyalizmi ile kurtulabilir. Günümüzde demokratik toplumu komünlerle kurumsal ve örgütselliğe kavuşturmak tarihin en kutsal görevlerindendir. İnsanlığı tarihin tanıdığı en azgın kastik katilleri karşısında devlet dışı komünlerle yeniden örgütlemek söz karar ve irade sahibi yapmak Apocu gençliğin en büyük devrimci görevidir.

Değerli Yoldaşlar;

İnsanlık tarihinde, toplumsal devrimler, değişim ve dönüşümler, gençliğin sahiplenmesi ile gerçekleşmiştir. Gençlik yapısı gereği kalıplara girmemiş yeniliklere açık esnek bir zihne sahiptir. Yeni olanı çabuk alıyor ve gençlik dinamizmi ile hızlıca pratikleştiriyor. Toplumsal ve siyasal hareketlerin fikir ve ideolojileri gençlikle buluştuğu anda ancak toplumsallaşabiliyor. Gençlikle buluşmayan hiçbir ideolojinin başarma şansı yoktur. Demokratik toplum ve komün örgütlenmesi gençlikle ruh ve canlılık kazanır. Gençlik komünün enerjisidir. Gençlik komünle özgürleşir, komünde gençlikle hareket ve enerjiye kavuşur. Bu anlamda Apocu gençlik, komün zihniyetinin örgütlenmesinde ve sistemsel hale getirilmesinde, tarihsel bir görevle karşı karşıyadır. Bu görevleri sıralarsak;

Birincisi her zamankinden çok daha fazla teorik ideolojik ve zihinsel faaliyet yürütmelidir. Réber Apo buna 24 saat teorik ve pratik çalışma dedi. Önderlikteki kavram-anlam ve bilinç-inanç diyalektiğini kavramalıyız. insan yaşamı kavramlarla örülüdür. Kavramları ezber ve anlamsız kullanmamalıyız. Şimdiye kadar düştüğümüz temel eksiklik kavramları ezberleyerek anladığımızı sandık. Oysa anlamadan sadece kavramları kullandık. Bundan dolayı da doğru dürüst işleyen bir komünü bir türlü oluşturamadık. Çünkü anlamadık, anlamadığımız içinde inanmadık, inanmadığımız içinde, kimseyi inandıramadık. Anlayan inanır, inanan yapar ve herkesi inandırır.

Réber Apo Descartesin düşünüyorum o halde varım sözlerine karşılık örgütlenirsem var olurum dedi. Varlığı örgütlenmeye bağladı. Öyle ise gençliğin ikinci görevi yaptığı teorik ideolojik çalışmaları formlara kurumlara dönüştürmek yani örgütlenmektir. Gençlik öncülüğünde çok yaygın bir komün örgütlenmesi geliştirilmelidir. Dil, kültür, tarih, felsefe, edebiyat komünlerinden tutalım, ekolojik-ekonomik komünlere kadar, tarım köy komünlerinden tutalım, sokak mahalle komünlerine kadar, tüm yaşam alanlarını komünleştirmek gerekiyor. Bu işleri büyük bir heyecan zevk ve imanla yapmak lazım. Her yan yana gelene, her topluluğa komün demek doğru olmayacaktır. Komün olmanın birinci şartı demokratik olmasıdır. İkincisi ekolojik ekonomiyi esas almak, üçüncüsü farklılıkların birliğine dayanmaktır. Gençliğin komünleşmekten başka yaşam seçeneği kalmamıştır. her yer gençliği köleleştiren, yutan canavarlarla doludur. Komünlerle ancak bu canavarlardan kurtulabilir.

Üçüncü temel görev ise, demokratik toplumu ve onun komün örgütlenmesini savunmaktır. Anlamak, kavramak ve örgütlenmek yetmiyor. Birde bunların korunması gerekiyor. Dünyanın en eşitlikçi ve özgürlükçü sistemide olsa onu koruyabilecek özsavunma mekanizması yoksa ezilmeye yenilmeye mahkumdur. Öyle ise öz savunmada komünün olmazsa olmaz koşuludur. Öz savunma doğanın bir kanunu olmakla birlikte toplumsal doğanında en temel ilkelerindendir. Apocu gençlik, komünü savunmanında temel dinamiğidir. Savunmanın bir çok yol yöntemi var. Yaratıcı bir tarzda birçok öz savunma mekanizmalarını geliştirmek gerekiyor. Komüne bir vurana iki vurmazsak komün yaşayamaz.

Bir bütün olarak bu süreç her yönden toplumun gençleştirilmesi sürecidir. Yani değişim ve yenilenme sürecidir. Hiç kuşkusuz bunun öncülüğünü yapmak da kimliksel olarak gençliğe düşmektir. Şu hususu iyi bilmek gerekiyor ki değişim ve yenilenmenin diğer bir isimi gençlik kimliği olmaktadır. Değişim ve yenilenme de ezberlerin, alışkanlıkların, sıradanlıkların ve rutinliğin yıkılmasıyla olabilecek bir durumdur. Bunu en başta kişiliklerimizde başarabilmeliyiz. Zihniyet ve kişiliğimizde başardığımızı pratikte başarabiliriz. Bu anlamda Apocu gençlik hareketi olarak bu süreçte görev ve sorumluklarımızı doğru yerine getirmek istiyorsak o zaman her güne yeni başlangıçlar sığdırabilmeliyiz. Bu da ancak doğru bir yoğunlaşma ve kişilik devrimiyle olabilecek bir durumdur. Bunun için Önderliğimizin Savunma, çözümleme ve yeni dönem perspektiflerini okumalı ve kişilik devrimini bu temel üzerinden geliştirilmelidir. Bu hakikat ışığında düşünen, örgütlenen, eylemleşen ve öncüleşen Apocu gençlik dönem görevlerini doğru yerine getirebilecek ve zafere ulaşacaktır.”

Related Articles

Close