Genel
Özel Savaş nedir?
Ali Fırat’ın kaleminden: Özel Savaş nedir?
Klan ve kabilelerin birbirleriyle yaptıkları çatışma aslında savaş değildir. Çünkü sömürü, egemenlik ve köle edinmek yoktur. Sınıflı, kentli, devletli toplumla köle edinmeler, sömürme ve egemenlik başlayınca çatışma, savaş halini aldı. 20.yy’da uluslararası kurallara bağlanan savaşın kapsamı daraltıldı.
Özel Savaş da bu kurallı savaşın aşılması anlamında kuralsız savaş adını alıyor. Daha çok ilan edilmemiş bir savaş olarak her alanda ifadesini buluyor. Savaş Ortadoğu da siyaseti belirlemektedir, siyasette ekonomiyi belirliyor. Clausewitz’e ait bu söz yanlış olmasa da aslında yetersizdir.
Önderlik Özel Savaş için “topluma karşı bir bütün olarak ilan edilmiş bir savaştır”diyor. Özel Savaşta topluma karşı devletin tüm imkanları seferber edilir. Özel Savaş hükümeti, Özel Savaş rejimi gibi kurumlarda kuruluyor.
Tarihteki Perslerde Ölümsüzler Ordusu, ordu içinden seçilen birliklerden oluşuyor. Hassan Sabbah’ın Haşhaşileriyle, Melikşah’ın oluşturduğu Cavlakiyeler ve Osmanlı Akıncıları geleneksel ordunun, savaşın dışında konumlandırılmış güçleridir. Mutlaka kendilerine verilen görevi bitirmek durumundadırlar.
Özel Savaşta var olan geleneksel savaşın dışındaki askeri eylemliliklerin yürütülmesidir. Bunlar suikast, sabotaj, adam kaçırma, nokta baskını gibi eylemler olabiliyor. Yine irade kurma, sindirme ve yok etme harekatı olarak değerlendirilebilir. Yine Truva Atı da buna diğer bir örnektir. Özel savaş özel yöntemlerle geliştirilen savaştır. Her yol ve yöntem denenir. Hatta kara, hava ve deniz birlikleri de dahil ediliyor. Özel Savaş bir iç savaş olarakta değerlendirilebilir. PKK-TC savaşı hem sömürgesel hem de Özel Savaş olma itibariyle örnektir. Uluslararası yasadan çok kendi yasalarıyla hareket ediyor.
ÖZEL SAVAŞ STRATEJİSİ:
Özel savaş 3 ana başlıkta olur. 1. Gayri Nizami Harp. 2. İstikrar Harekatı ve 3. Psikolojik Savaştır.
Gayri Nizami Harp, kontragerilla hareketidir. Yeraltı ve yer üstü unsurlarıyla yürütülür. İstikrar Harekatında askeri darbeler vardır. Bunlar destabilize, stabilize diye bölümlerden oluşur. Psikolojik Savaşta ise toplumun bilincini çarpıtma, bu bilinç üzerinde etkide bulunma, yönlendirme, iradeyi kırıp teslim alma ve kırmadır. Bu da değişik propagandaları içerir. Beyaz, siyah ve gri propagandalardır.
Özel Savaştaki güçler rejimin kendisi olunca her şey onun hizmetine girer. Bu korkunç bir durumdur. Özel Savaşın en tehlikelisi ve kalıcı etki bırakanıdır bu durum. Özel Savaşı yürüten de özel harekatçılardır. Hedef özelleşir ve kimse bu durumdan muaf edilmeden yok edilir. Kural ve acıma yoktur. Özel Savaş kuralsız, ölçüsüz bir savaştır. Vietnam’da ve Kürdistan’da uygulanan da budur.
ÖZEL SAVAŞIN TARİHÇESİ:
2. Dünya Savaşı sonrası emperyalist ve sömürgeci güçler NATO, CENTO, IMF, AB gibi ekonomik, siyasi ve askeri örgütlenmelere giderler. Sosyalist devrimlere, ulusal kurtuluş hareketlerine ve gerilla mücadelelerine karşı propaganda yürütülür. Onlar içinde bu çok önemlidir. Bu aslında özgürlük mücadelesi yürüten hareketler için de geçerlidir. Önderlik “en büyük mücadele ideolojik ve kültürel mücadelelerdir”der. Şiddet kullanarak devrim yapılır ama ideolojik ve kültürel anlamda toplum kazanılmazsa kurulan devrim tekrar yıkılabilir. Aynı SSCB gibi ya da Kapitalist modernitenin birer mezhebi haline gelirler. Sosyalizm iktidarın ele geçirilmesi değil, demokratik toplumculuğun örgütlemesinin önünü açmaktır.
Yine Özel Savaşın hedefinde özgürlük hareketleri vardır. Bunun için de hem sağı hem de solu kullanırlar. Özel Savaş az gelişmiş ülkelerde 3 boyutlu olur. Birincisinde kendi iktidarlarını darbeler yoluyla sağlamlaştırma. İkincisinde emekçileri tehlikeli olmaktan çıkarma. Üçüncüsünde ezilen ve sömürge halklara karşı verilen acımasız uygulamalardır. Thin Thanklar (düşünce kuruluşları), TC’de ASAM vb.gibi stratejik kontra kuruluşlar; egemen, iktidarcı hükümetlerin politikalarını belirler.
Özel Savaşın bölümlerine bakarsak;
1-GAYRİ NİZAMİ HARP:
Sınırları kurallarla berlilenmemiş bir savaştır. Düzenli olmayan bir savaştır. Sürekli hareket halindedir ve sabit bir üslenmesi yoktur. Küçülen ve büyüyebilen esnek bir güce sahiptir. Gayri Nizami Harp, gerilla savaşı için kullanılan bir tanımdır. Bunlar kendilerini gerilla gibi örgütler ve hareket eder. Gerilla yaşam koşullarını eğitim olarak kendilerine alır. Vurkaç, baskı, sabotaj, suikast gibi gerilla yöntemlerini esas alır. Yani gerilla yöntemlerini gerillaya karşı kullanır. Bu yüzden bunlara kontragerilla denir. İtalya’da Gladio, İspanya’da Gal ya da rüzgar gülü, Fransa’da Sara Roza (kırmızı gül), Yunanlılarda yumuşak keçi postu, Almanya’da gehlen, TC’de ÖHD ve Ergenekon adını almışlardır. Bu güçler iki esas üzerinden kendilerini örgütlemişlerdir. 1. Gizli Yeraltı Unsurları, 2. Legal Yerüstü Unsurlarıdır.
Gizli yeraltı unsurlarına uyuyan birlikler de denir. Ülkenin bazı yerlerinde harekete hazır güçlerdir. Bu güçlerin ideolojik temelini vatanseverlik oluşturuyor. Yerüstü unsurlarının da ideolojik ve askeri temelde örgütlemeleri vardır. Ordu içindeki komandolar bunlardan biridir. Bunlara çelik güç, çevik güç de denir. Yine Özel Savaşta siyasi partiler, sendikalar, dernekler, basın-yayın, bürokrasi ve entelektüeller de yerlerini alırlar. Bunların hepsi işbirlikçilerdir.
Yine gerillaya karşılık kontragerilla birliklerini örgütleyip doğayı tahrip ederek gerillaya dost olmaktan çıkarmaya çalışırlar. Gerilla gibi eğitim alıp düzenli ordunun gerilla karşısında yapamadığını yapmaya çalışırlar. Yine de bunların gerilla gibi hem ruhi hemde fiziki dayanıklılıkları yoktur. İntiharlar, bunalım, kendini savaştan uzak tutma paranoyalarına yakalanarak etkisizleşirler. Bu sebeple Kürdistan’da kontrgerilla hiç tutmadı ve tasfiye edildiler.
Yine Gayri Nizami Harp’çıler uyuyan birlikler diye adlandırılan yeraltı unsurlarını harekete geçirirler. Her yolu yöntemi mübah görürler. Bu birliklerin TC’de talimatı “saha talimatnameleri”olarak geçer. Katliam, sabotaj, fidye isteme, öldürme, kaçırma, soygun, tecavüz yapabilirler. Kargaşa yaratmak için cami, kültür merkezlerini bombalarlar. Kriz dönemlerinde ortaya çıkıp halkı gelayana getirirler. Irkçılığı da geliştirirler.
2-İSTİKRAR HAREKETİ:
Bu ikinci ayağı darbeler oluşturur. Stabilize olan darbe hareketi öncesinde destabilize ortamı hazırlarlar ki darbenin koşulları oluşsun. Bazen darbecilerde darbeyle ABD tarafından devrilebiliyor. SSCB’de böyle darbeler oluyordu. Yani Varşova paktında Afganistan, Çekoslavakya, Macaristan SSCB’nin askeri darbeleri devletçi-iktidarcı darbelerdi; çünkü reel sosyalizmde tıpkı UKH ve sosyal demokratlar gibi kapitalist modernitenin mezhebi konumundadırlar. Çünkü devletçi iktidarcı mantık onları bu hale getirmiştir. Reel sosyalistler sosyalizme ait olanı değil, kapitalizmden ödünç aldıklarını uygulayarak kapitalizm karşısında yenilgi almışlardır.
3-PSİKOLOJİK SAVAŞ:
Dünya savaşlarından sonra ideolojiler arası savaş çağı dönemine geçilerek “barış içinde savaş” adında mücadele tarzına girilerek psikolojik harekat faaliyetine başlanmıştı. Psikolojik savaşın tanımı; toplumun ya da düşmanın bilincine akarak onun duygusuna, düşüncesine, eylemine yön verebilme mücadelesidir. ABD savunma bakanlığının tanımı böyledir. Yani beyinlere yapılan bir operasyondur. Beyinler böylece teslim alınır. Böylece toplumsal ruhta teslim alınır ve iş biter. TC’de PKK’ye bu esastan yüklenerek halkın beynine ve ruhuna yöneliyor.
Psikolojik savaşta taktik ve güçlendirici psikolojik savaş hedefe uygulanır. Taktik psikolojik savaşta örgüt ve gerillanın ruhları çökertilmeye çalışılır. Güçlendirici psikolojik savaşta ise TC ve kitlesinin moralinin yükseltilmesi sağlanır. Örnek uluslararası sanat, spordaki başarılar, dış devletle yapılan anlaşmalar ve dış devletin kendi devletine övücü beyanatlar, eğitim-sağlık ve ekonomik gelişme psikolojik savaşın malzemesidir. Halkın morali de yükselir.
Psikolojik savaş toplumun hepsine karşı yapılır. Teslim olduklarını da kendi mücadelesinde karşı güç olarak kullanır. Şüpheli ve kuşkulu bireyler örgütünü de etkileyebilir. Çeteler, tasfiyeciler ortaya çıkar. Psikolojik savaş sadece bir propaganda değildir. Propaganda dışında da bir çok yöntem geliştirilir. Devlet hava saldırıları ve SİHA’larla gerillanın moralini bozmak ister. Moral gerillada çok önemlidir. Ordunun gövde gösterisi bunlardan biridir.
Psikolojik savaş tarafsız kitleye de yönelir. Bu PKK, TC açısından da geçerlidir. Tarafsız kitleyi çeken savaşı kazanır. 3.hedef ise kendine dost olanları sürekli yanında tutmaktı. İsrail ve ABD’yi hep yanında görmek isterler.
Psikolojik savaş kendi kitlesini de yürütmek için ondan üstün olma duygusunu geliştirir. Düşmanın sinek gibi ezileceği duygusuyla milliyetçiliği ideoloji olarak seçer. Kahrmanlık ülküsü baş tacı edilir. Özel Savaşın sebebini hep gerillalar olarak gösterir ve halkı gerillaya karşı ayağa kaldırmaya çalışır. Ülke anarşi ve teröre boğdurulur ve Özel Savaş desteği kitleden alınır. Yine mezheplerde bu kapsamda değerlendirilmeye çalışılır.
Yürütülen psikolojik savaş toplumsal güçlerden yalnızca birini kapsıyorsa psikolojik harekattır. Birey grup veya toplumların tutum ve davranışları etkilemek için duygu, düşünce ve davranışlarına etki yapan faaliyetlerdir. Toplumun kültür-ahlak değerlerine sızarak toplumsal erozyona neden olabilir, toplum yok edilebilir.
Bu harekatta toplumun mahalli ve genel kilit isimleri üzerinde iftira, karalama, satın alma yöntemleriyle toplumu etkilemeye çalışır. Siyasi parti ve basın çalışmalarına sızıp insanları birbirlerine düşürmeye çalışılır. Yine Fransızların Cezayirlilere yaptığı gibi aşağılamalar, ötekileştirmeler Kürtlere de uygulanarak Türkleşmesi sağlanmak istenmiştir. TV dizileriyle Önderliğin esareti toplumda moral tüketmenin malzemesi haline getirilmek istenmiştir. Radyolarla gerillanın kafası karıştırılmak istenmiş, zindandan çıkanlara karşı kazanma yöntemi denenmişti.
Özel Savaşı Önderlik “insanın maymunlaştırılması”olarak adlandırıyor ve “en onurlu savaş insanın hayvanlaşmaya karşı insanlık onurunu koruma savaşıdır”diyor. Psikolojik savaş birey ve toplum üzerinde en etkili olan özel savaş faaliyetidir. Birey ve toplum artık kapitalizmin öngördüğü birey haline geliyor. birey ya kapitalist ölçülere göre ya da komünal demokratik değerlere göre ölçü alır. Hangisini ölçü almışsa o kazanmış demektir. Taklitçilik bireyde gelişmişse maymunlaşma başlamış demektir ve TV dizilerindeki bazı kişilikler toplumda kabul görüp taklit edilmeye başlanır.
Bilgili insan özgür insandır kavramını Özel Savaş yerleştirir. Özgür ve bilgili olmak onun gereklerini getirmektir. Önderlik köle toplumun doğuşu, köle toplumun oluşumunu olgunlaşmış kölelik dönemi diye ayırmıştır.
Toplum ahlak ve politikadan uzaklaştırılarak karılaştırılmış ve sürüleştirilmiştir. Böyle bir birey özgür olamaz. Komünalden uzaklaşmak kapitalizme esir olmaktır. Birey toplum dengesi çok önelidir. Yoksa Önderliğin dediği gibi insan toplumu dinazorlaşıp yok olur.
Psikolojik Savaş etkili ve öncelikli bir savaştır. Beynin algılanması, yönlendirilmesi psikolojik savaşın kendisidir. Psikolojik savaş her an yürütülen, hedef üzerinde sürekli etki kurmayı sürdüren bir savaştır. SSCB bile fiili olarak değil psikolojik savaşla teslim alınmıştır. Psikolojik savaşta rakip kendisine benzetilerek yenilgiye uğratılır.
PSİKOLOJİK SAVAŞIN ARAÇLARI:
TC’de Toplumla İlişkiler Başkanlığı olan TİB, psikolojik savaşın ana karargahıdır. Görevi topluma karşı nasıl mücadele, nasıl etki altına alınır ve nasıl harekete geçirilir sorularına uygun tezler geliştirir. Dernekler, sendikalar, okullar, dini kuruluşlar psikolojik savaşın uygulandığı alanlardır. Bunlar değişik propaganda biçimleriyle yani beyaz, gri, kara biçimiyle imücadele ederler.
1.Kara Propaganda: Yalana dayalı, halk içinde kargaşa, provokasyon yaratma propagandasıdır.
2.Gri Propaganda: Gerçekler tersyüz edilip bulanıklaştırılır.
3.Beyaz Propaganda: Dost güçlerin lehte beyanatlarıdır.
Özel Savaş dönemsel ortaya çıkan bir sorun, bir direniş karşısında uygulanır. Foucault’un bahsettiği disiplin toplumu yerine kontrollü topluma geçilir ve toplumun tüm hücrelerine sızılır ve toplum yönetilir. Özel Savaş sadece gerillaya değil, tüm kesimlere ve bireye karşı uygulanan bir politikadır.
Artık büyük ordulardan sayısal olarak az, ama vurma gücü yüksek ordu değil tugay şeklinde birlikler oluşuyor ve profesyoneldir de.
TC’de devlet olmasına rağmen üçlü sistemin dışında karar alınıp uygulanıyor. Yani derin devlet var. Bu günümüzde Ergenekon olarak ortaya çıkıyor. Tarihte de kralların, imparatorların arkasında devleti asıl yürüten şahıslar vardır. Devletin hükümeti olmak başka, iktidarı elinde bulundurmak başka. Yargı, yasama Fetullah’ın; yürütme de AKP’nin elindeydi geçmişte. Şimdi ise her şey AKP’nin eline geçti. Yani diktatoryal, tek partili bir rejim kuruldu. Parlamenter sistem tıkanıklık yaratıyor, diktatör Erdoğan’ı engelliyor denilerek ortadan kaldırılarak başkanlık sistemine geçildi. Ancak toplumda bu fazla karşılık görmemesine rağmen şu an yarı başkanlık sistemi hala yürürlüktedir. Bunun yanında sözüm ona karşı taraf olarak TC’de asker ve sivil bürokrasi bileşenleri vardır. Aslında bunlar da aynı amaca yani ABD ve batı emperyalizmine hizmet eden diğer sözüm ona muhalif seküler, laik, pozitivist kesimlerdir. Bunlar da daha çok laik kesimleri oluşturan gerçek ulus devlet yaratıcılarıdır. Pozivitizmle iç içe geçmeleri de onların masonikli yapısını gösterir. Her ulus devlet masonik ve seküler bir yapıdan gelir. Hem AKP ılımlı islamı hemde laik, seküler, pozitivist muhalefet Kürt sorunu karşısında beraber ortak harekete geçerler ve Özgürlük Hareketinin yeminli düşmanlarıdırlar.
Özel Savaş araç olmaktan yavaş yavaş çıkar ve bir amaç haline gelir. Artık ülkenin her şeyi Özel Savaşın hizmetine girer. Aynı zamanda özel yasalarla, kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) ve eski inkarcı anti demokratik anayasalarıyla Özel Savaşın sürekliliği sağlamaktadırlar. TC’nin küçük bir devlet olarak Anadolu’ya sıkıştırılması, Kürtlerin KDP etrafında konsolide edilerek güneyde Yahudi eksenli bir Kürt devletinin kurulması gibi bir amacı hedeflemektedir. Son 30 yıldır çıkardıkları yani körfez savaşından beri çıkardıkları yaygara bu amaçlıdır. Buna BOP diyoruz. Özel Savaş ile anlatılacak çok daha şeyler var ancak yazımızı fazla uzatmak istemediğimizden biraz mantığını kavratmak daha doğru olur diye düşündük”