AçıklamalarGenel
Heval Abbas gençliğe seslendi: Onur ve şeref direnişi içerisinde yer almayacak mısınız?
Yiğit Kürt gençliği; Kürdistan Özgürlük Hareketi ve Kürt halkı olarak yeni bir kasım ayına girdik. Bu PKK ile birlikte yaşadığımız 44’üncü Kasım ayı oluyor. Dikkat edilirse, PKK ile Kasım ayları bütün aylar her gün çok daha güzel ve anlamlı yaşanıyor. Bu Kasım’la birlikte partimiz PKK’nin resmi kuruluşunun 44’üncü yılına giriyoruz. Her şeyden önce parti bayramımızın başta Önder Apo olmak üzere tüm yoldaşlara halkımıza, siz yiğit gençlere kutlu olmasını diliyorum. 44. yılda hareket ve halk olarak Apocu çizgide çok daha güçlü savaşıp büyük başaracağımızın sözünü veriyorum. Haki Karer’lerden başlayıp Werxelê, Zendura şehitlerine kadar gelen, sayıları on binleri bulan kahraman şehitlerimizi, bu parti bayramımız vesilesiyle bir kez daha saygı, sevgi ve minnetle anıyorum. Partimizin resmi kuruluşunun 44. yılı aynı zamanda Önderliksel Doğuş’un 50. yılı oluyor. 2022 Newroz’unda Önderliksel Doğuş’un, Apocu çıkışın 50. yılına giriyoruz. Önümüzdeki yılda hareketimizin kuruluşunun doğuşunun önderliksel yürüyüşümüzün başlangıcının 50 yılını yaşayacağız. Daha şimdiden bu 50 yılında kutlu olmasını diliyorum.
Hepiniz iyi biliyorsunuz ki Önder Apo dedi: Genç başladık, Genç başarıyoruz. PKK, bir gençlik partisi olarak doğdu. Önder Apo, PKK’nin ilk kuruluş toplantısını yaptığında 24 yaşındaydı. Haki Karer Antep’e yürüdüğünde 25 yaşındaydı. Mazlum Doğan tarihi eylemini yaparken 27 yaşındaydı. Hepsi de gençtiler bir gençlik hareketi olarak doğdu partimiz bir gençlik hareketi olarak yürüyor. Gençliğin özgürlükçü ruhunu ve mücadele edecek dinamizmini esas alıyor. Bu temelde 44. parti yılında çok daha ağır, dinamik, hazırlıklı ve çok daha güçlü savaşacak her alanda faşist, sömürgeci, soykırımcı zihniyet ve siyasete karşı mücadele çok daha güçlü geliştirecek. PKK geçen 43 yıla bedel mücadeleyi bu 44 yılda verecek. O halde gençlik hareketimizin Komalên Ciwan örgütümüzün başlatmış olduğu Katılım Seferberliğine Partimizin 44 yılında diyoruz Sende katıl sizde katılın. Kürt gençleri, kızları ve oğulları olarak herkes katılsın. Herkes bu onurlu yürüyüş içerisinde yer alsın. Hakilerin Mazlumların, Egîtlerin Saralarına Axinlerin Baranlar’ın yoldaşı olsun. Werxelede Zendûra’da Mam Reşoda direnen kahramanların yoldaşı olmayı bilsin, Apocu partileşmenin Fedai militanı haline gelsin. Biz bu katılım seferberliğinin Apocu çıkışın önderliksel doğuşunun 50. yıl seferberliği olarak ilan ediyoruz. Hem mücadele seferberliği, hem katılım seferberliği hem de zafer seferberliği olarak tanımıyoruz. O halde bu büyük seferberlik ile sende katıl, herkes katılsın. Tüm gençlik böyle bir seferberlik içerisinde yer alsın. Apocu militan olmanın, partili genç, militan haline gelmenin yüksek onurunu ve şerefini taşımayı yaşamayı bilsin. İsteğimiz bu, çağrımız bu temeldedir.
Genç yoldaş; Bilesin ki Apocu militanlık Apocu gençlik bilinç ister, irade ister, istek ister, cesaret ve fedakarlık gerektirir. O halde Apocu Gençlik olmak için Apocu partiye katılmak için bilinçleneceksin öğreneceksin, okuyacaksın, inceleyeceksin ama neyi? Düzenin verdiğini değil Önder Apoyu okuyacaksın. Savunmaları okuyacaksın, çözümlemeleri okuyacaksın o halde sor kendine ne kadar okuyorsun? Kaç kitabını okudun Önder Apo’nun kaç çözümlemesini izledin ne kadar beynine işlendi? Eğer okumamış isen o zaman bildiğin yetersizdir. Yaşamı tanıman eksiktir, oku ki Önder Apoyu, tarihi anlayasın. Oku ki toplumu bilesin oku ki özgür yaşam bilincine ulaşacaksın. Oku ki bu duygu düşünce gücü kazansın, oku ki yaşam gerçeğini anlayasın, öğrenesin. Doğru yaşam nedir, güzel yaşam nedir, iyi yaşam nedir, hak adalet nerededir? Bunları öğrenesin ve bu temelde katılasın. Ancak okuduğun bilinçlendiğin oranda, Önder Apo’yu özümsediğin oranda doğru katılır, başarılı uygularsın. Okumuyorsan, incelemiyorsan ne yapacağını doğru bilemezsin. Bak o halde başarılı yürüyemezsin, yeterince mücadele edemezsin. Bunu yapabilmen için okuman lazım, incelemem lazım, özümsemen lazım. Önder Apo’yu derinliğine özümsemek onu başarıyla uygulamanın başlangıcı demektir. Gerisi pratikte ki tarzdır, üsluptur, tempodur, yaratıcılıktır. O halde böyle bir yaratıcılığa da ulaşmak gerek.
“BÜTÜN BUNLARA KARŞI SÖYLEYECEK HİÇBİR SÖZÜMÜZ YOK MU?”
Genç arkadaş; Dön bir etrafına bak. Faşist, sömürgeci soykırımcı düşman 24 saat durmuyor diyorlar ya su uyur, düşman uyumaz, düşman uyumuyor. Gerçekten de topyekün saldırı halinde Kuzey Kürdistan’da saldırıyor, Metropoldeki Kürd’e saldırıyor. Rojava’dakine saldırıyor, Başur’dakine saldırıyor, Avrupa’dakine saldırıyor, nerede Kürt varsa ona saldırıyor. Kürdün dirisine olduğu kadar ölüsüne de saldırıyor. Mezarları tahrip ediyor, her türlü alçakça saldırı girişiminde bulunuyor. İnsanları katlediyor, nerede Kürt varsa yok edeceğiz diyor. En yüksek ağızdan Kürdün olmadığını, Kürdün bitirildiğini söylüyor. En iyileri Kandil’i yerle yeksan edeceğini söylemedi mi? Kürtlüğü tümden ortadan kaldıracağız diye. ABD’den, NATO’dan tüm kapitalist emperyalist güçlerden aldıkları güçle kürtlüğü yok edebilmek, imha edebilmek için hiçbir ahlaki ve hukuki kural dinlemeden alçakça saldırıyor. İmralı’da işkence ve tecriti en ileri düzeyde ağırlaştırmış bulunuyor.
Zindanlarda faşist işkence sonuna kadar geliştiriyor. Kürt insanlarını, siyasetçilerini, aydınlarını, gençlerini, kadınlarını binlerce hatta onbinlere ulaşan düzeyde zindanlara doldurmuş en ağır baskı ve işkence uyguluyor. Her gün Kürtlere karşı operasyon yapıyor, evini basıyor, katlediyor, gerillaya, kimyasal silahla saldırıyor, her gün işkence yapıyor, katliam yapıyor, işgal saldırılarında bulunuyor. Bütün bunlar yetmiyor, her türlü hakareti yapıyor, ajanlığı geliştiriyor, fuhuş’u geliştiriyor, uyuşturucuyu geliştiriyor. Uyuşturucu, ajanlık için çeteler kurmuş bulunuyor. İşte ortada açığa çıkmadı mı? Her tarafta en ağır onur kırıcı hakaretler yapabilmek için özel örgütlenmeleri ortaya çıkartıldı. Görülmedi mi? Bunlar son derece net hususlar. Saldırmadık kimse bırakmıyor. Her türlü hakareti onur kırıcı şeyi yapıyor. Işte beyinsizleştirmek için tarih bilincimizi hafızamızı yok edebilmek için sahte sanatçılara, beyin yıkayıcı çalışmalar yaptırıyor ve sokakta hakaret ediyor. Kürtçe konuşmayı yasaklıyor, Kürtçe konuşanı linç etmeye kalkıyor. Her gün kadınlara karşı taciz, tecavüzde bulunuyor. Her gün birkaç tane işçi emekçi katlediyor. Kürt insanla böyle bugünün dünyasında bu koşullarda yaşam hakkı vermeyeceğini netçe ifade ediyor. Peki bütün bunlara karşı söyleyecek hiçbir sözümüz yok mu?
“SALDIRILAR NE KADAR AĞIR, ALÇAKÇA VE ZALİMCE İSE DİRENİŞTE O KADAR KAHRAMANCA GELİŞİYOR”
Bu faşist soykırımcı düşman tüm insani değerlerimize saldırdığı gibi doğamıza da saldırıyor, ormanlarımızı yakıyor, kesiyor, Kürdistan’ı, doğası ve toplumuyla yok etmek istiyor. Öyle ki bu dünyada hiçbir Kürt izi kalmasın istiyor. Peki bunlara karşı hiç bir tutumumuz olmayacak mı? Direnmeyecek miyiz? Biz elbette direneceğiz. İşte Önder Apo 50 yıl önce böyle bir direnişi başlattı. 44 yıldır PKK böyle kahramanca bir direniş yürütüyor. Faşist soykırımcı saldırılar ne kadar ağır, alçakça ve zalimce ise direnişte o kadar kahramanca gelişiyor. Kürt gençleri, Kürt halkı, Kürt kadınları, her türlü faşist, sömürgeci, soykırımcı, zulme karşı insanüstü bir direniş yürütüyor. Böyle bir direnişle büyük gelişmeler yarattık.
Amed Zindan direnişi 12 Eylül faşizmini yerle bir etti. Mazlum’lar Kemal’ler, Hayri’ler, Sara’lar, Ali Çiçek’ler, 12 Eylül faşizminin diz çöktürdü yenilgiye uğrattı. 15 Ağustos 1984 Gerilla atılımımız faşist soykırımcı düşmana tarihinin en ağır darbesini vurdu. Türk ordusu ki dünyaya NATO’nun ikinci ordusu diyerek her türlü gözdağı veriyordu. Kürt gerillası karşısında aslında yerle yeksan olan kendisi oldu. Hiçbir otoritesi kalmadı. Böyle bir süreçte onlarca hükümet yıkıldı, onlarca genelkurmay yerle bir oldu. Ordunun toplum ve siyaset üzerindeki etkisi yerle bir edildi. Kadın devrimi gelişti, kadın özgürlük mücadelesi ortaya çıktı. Serhıldanlar ortaya çıktı. Kürt halkı faşist soykırımcı düzenle her türlü bağını kopardı. Ulusal Diriliş Devrimi en büyük devrim olarak Kürdün özgürlüğü temelinde gelişme gösterdi. Şimdi 24 yıldır uluslarası komplo saldırısına karşı da bu temelde direniyoruz komploya karşı Direniş’in teorisini paradigma değişimi temelinde Önder Apo geliştirdi. Önder Apo öncülüğünde İmralı direnişi temelinde halk olarak hareket olarak Gençlik ve Kadın Örgütü olarak 23 yıldır kahramanca direniş içerisinde olduk.
“ÇÖKEN KÜRT HALKI DEĞİL, AKP-MHP FAŞİZMİNİN KENDİSİ OLDU”
Uluslararası komplocu güçleri defalarca yenilgiye uğrattık. Bizzat komplocuların kendileri bu kadar bir direniş beklemediklerini itiraf etmek zorunda kaldılar. Böyle bir direniş sürecinde DAIŞ’i yenilgiye uğrattık, Şengal’de, Rojava’da Başur’da Bakur’da El – kaide’yi yenilgiye uğrattık. Her türlü faşist soykırımcı çeteciler. İhvani Müslümü ve onun ortağı olan AKP-MHP faşizmini yenilgi ve çıkmaz içerisine soktuk. Şimdiden 6 yıldır AKP-MHP faşizmin çöktürme planına karşı kahramanca direniyoruz. Çöken Kürt halkı değil, AKP ve MHP faşizminin kendisi oldu. Erdoğan ve Devlet Bahçeli faşizmi kendin planına kendisi düştü. Çöküşü kendisi yaşadı. Artık ömrünün sonuna geldi. işte böyle bir kahramanlık yürüyüşü var. PKK’nin, PKK’yi var eden Kürt gençliğinin, Kürt kadınının Kürt halkının.
Peki sizlerin böyle bir Direniş’te yeriniz olmayacak mı? Böyle direnişe katılmayacak mısınız? Böyle Onur ve Şeref Direnişi içerisinde Tarihi Özgürlük Yürüyüşü’nde yer almayacak mısınız? Öncülük görevinizi, gençlik görevinizi yurtseverlik görevinizi başarıyla yerine getirmek için katılmayacak mısınız? Elbette katılacaksınız. Elbette yer alacaksınız. Bu büyük mücadele sizinde yeriniz olacak, sizin de katkınız olacak. Bu mücadeleyi başarıya götürmek için en önde en ağır görevleri yürütmek üzere yer alacaksınız. Kürt gençliği demek böyle bir gençlik demektir. Genç başlamak ve genç başarmak ancak böyle mümkün olur ve bu mücadele dikkat edilirse her yerdedir.
Faşist sömürgeci soykırımcı düşman bu biçimde saldırırken her türlü hakareti, haksızlığı, adaletsizliği, katliamları, zulmü, işkence yaparken bizim bunlara verecek bir cevabımız yok mu? Bütün bunlarla bizi yok etmek isterken biz var olmak istemeyecek miyiz? Varlık için direnmeyecek miyiz, özgürlük arayışına girmeyecek miyiz? Bu saldırılara söyleyecek sözümüz onlara karşı yapacak işimiz yok mudur? Düşmana anladığı dille cevap vermeyi bilemeyecek miyiz? Bilmemiz gerekir. Bu gerçekleri doğru görmek lazım. Bugünün düzeninde özgürce varolmanın, özgürce yaşamanın, demokratik bir ortama kavuşmanın imkanı yok. Kardeş olmanın özgür yaşam geliştirmenin olanakları tüketilmiş bulunuyor. Geleceğimizi de değil, karartmak kök kazıyacağını yok edeceğini açıkça söylüyor. O halde seni yok etmek, isteyen düşmana karşı varolma iradesini göstermeyecek misin? Ben varım demeyecek misin? Seni yok etmek için saldırana karşı onun elini kolunu kıracak, varlığını kazanacak bir duruş, mücadele göstermeyecek misin? Gösterebilmek gerekli. Işte bunu göstermek için mücadele edenler var, direnenler var.
“BU ÖZGÜRLÜK YÜRÜYÜŞÜNÜN NEFERİ OLMAYI SENDE BİL”
Dağda, ovada, şehirde her yerde kadınlar direniyor, gençler direniyor, işçiler, emekçiler direniyor, tüm halkımız direniyor. En önemlisi HPG ve YJA Star gerillalar direniyor. Dersim’de direniyor, Serhat’ta direniyor, Mardin’de Amed’de direniyor. Botan’da Zagros’da direniyor, Werxelê’de, Zendura’da, Mam Reşo’da, Tepe Kartal’da direniyor. Avaşin’de Metina’nın her yerinde direniyor. O halde böyle bir direniş içerisinde yer almayacak mısın? Sende Werxelê, Zendura, Mam Reşo kahramanlarına yoldaş olmayacak mısın? Yoldaş olmak gerekli. O halde sende katıl, dağa çık gerilla ol! Ovada çöl gerillasını örgütle, şehirde öz savunmayı geliştir. Kendini eğit, bilinçlendir, birlik ol ve mücadele et. Seni yok etmek isteyene en azından varlığını kazanacak kadar cevap ver. Cevap verenler ile ortak ol. Sen de mücadele et, sen de bu savaşa katıl, özgürlük savaşında senin de yerin olsun, katkın olsun. Bu özgürlük yürüyüşünün bir neferi olmayı sende bil. Bu kahramanca yürüyüşün onurunu, şerefini taşı, kahramanlık kervanında senin de yerin olsun.
Böyle bir mücadele de kesinlikle pasifizme yer olmayacak, gaflete düşmeyeceksiniz, bireyci, edilgen davranmayacaksınız son derece bilinçli, örgütlü bir biçimde kendinizi her bakımdan geliştirmiş olarak mücadele edeceksiniz ki, işte o zaman siz de kazanırsınız. Nasıl şimdiye kadar mücadele edenler, Önder Apo, partimiz, kahraman şehitlerimiz kazandıysa. Sizde bu kazananlar içerisinde olacaksınız. Böyle bir mücadele de yeriniz bu temelde olmalıdır. Başka türlü olamaz. Yürütülen özgürlük mücadelesine kahramanca süren devrimci halk savaşı mücadelemizin başarısına senin de katkın olsun. Bunda senin de yerin olsun senin de etkin olsun. Mücadele nerededir, deme, mücadele her yerde, dağda, ovada, şehirde mücadele her yöntemle bilinçle, iradeyle, sözle, sanatla en önemlisi siyasetle, örgütlenme ile savaşla bugün ülkemizde savaş var. Kürdistan’ın dört bir yanı savaş halinde her gün onlarca yerde, en ağır savaşlar yaşanıyor. Büyük bir mücadele var. Böyle bir mücadele içerisinde yer alamamak, yer bulamamak diye bir şey olamaz.
“APOCU GERİLLANIN FEDAİ MİLİTANI HALİNE GEL”
Nereye katılayım, nasıl katılayım deme. Her yerde mücadele var yeter ki iste ara mutlaka nasıl katılacağını bulursun. Daha açık HPG-YJA Star gerillalarına katıl. Gerillacı olma şerefini taşı. Agit’lerin. Zilan’ların komutasında savaş böyle bir kahramanlık ordusunun militanı ol, savaşçısı ol, Apocu gerillanın fedai militanı haline gel. Ova’da öz savunmayı geliştir. “Çöl gerillacılığını geliştirelim” dedi Önder Apo orada da mücadele etme imkanı var. En önemlisi şehirde faşist düşman çeteleri örgütlemiş, polisini örgütlemiş, bekçisini örgütlenmiş, silahlanmış, çete haline gelmişler, toplumu sindirebilmek için yurtseverleri, devrimcileri baskı altına alıp ezebilmek için her türlü alçakça saldırıyı yapıyorlar. Sen de bilinçlen sende örgütlen, sen de silahlan sana saldırana karşı mücadele et. Işte öz savunma budur, direnme budur. Şehrin sokakların her tarafını altını üstünü kendine göre savaş alanı haline getir, savaş meclisine dönüştür. Sana saldırana misliyle karşılık ver, mücadele et, gün mücadele günü. Gençlik sorumsuz davranamaz genişlik mücadeleden uzak duramaz. Eğer mücadele etmezse geleceği kazanamaz. Oysa gelecek Kürtler için varlık yokluk meselesidir. Gelecek gençlik içindir. O halde kendi geleceğini yaratma sorumluluğunu da duymalı, eylemini de geliştirmelidir. Bu çerçevede şunları da ifade etmek isterim. Türkiye’nin devrimci, demokratik gençliği, onurlu insanları, DEV-GENÇ gibi büyük gençlik hareketinin bugünkü temsilcileri, büyük gençlik önderleri, Mahir’lerin, Deniz’lerin, İbrahim’lerin soyunu neslini devam ettirenler.
Onların onurunu, kahramanlık onurunu, şerefini taşıyanlar. Siz de mücadele etmelisiniz. Yani unutmayalım ki büyük bir devrimci mirasa sahipsiniz. Tarihinizi iyi öğrenin. Diğer yandan AKP-MHP faşizmi hiçbir ahlaki kural dinlemeden Kürt kardeşini, genç arkadaşını katlediyor. Kürt kadınına, kızına, Kürt erkeği ile her türlü alçakça saldırıyı yapıyor. Yok ediyor, yok edeceğim diyor. Bunu senin adına yapıyor. Buna karşı senin söyleyecek sözün olmalı. Kardeşleşmeyi gerçekten bile bilmelisin. Tıpkı Mahir’ler gibi, İbrahim’ler gibi Deniz’ler gibi. Kürtle kardeş olmayı, kendi içinde kardeşleşmeyi her taraftaki bu faşist baskı, zulüm, terör, sömürü, baskıya karşı durmayı bilmen gerekli. Senin geleceğin karartılarak. Bu gün Kürd’e karşı bu saldırılar yapılıyor. 40 yıldır PKK’ye karşı yürütülen savaşta 4 trilyon doların harcandığı söyleniyor? Bu 4 trilyon dolar senin cebinden çıktı, senin geleceğin yok edilmek üzere kullanıldı. Bu savaş Kürde karşı AKP- MHP’nin, devletin yürüttüğü savaş senin geleceğini yok ediyor. O halde geleceğine sahip çıkmayacak mısın? Kürt kardeşine yöneltilen saldırıya karşı durmayacak mısın? Faşist baskı, zulüme karşı mücadele edip özgür yaşamı geliştirmeyi ön görmeyecek misin? Kürt özgürlüğü temelinde demokratik Türkiye’yi ve böyle bir ülkede özgür yaşamı yaratmak istemeyecek misin? Çünkü karartılan senin geleceğindir.
O halde üniversitede, sokakta, mahallede, lise de Türkiye’nin her tarafındaki gençler buna alet olamazlar. Kendilerine verilen ırkçı, şoven, milliyetçi Kürt düşmanı zihniyeti kabul edemezler. Böyle bir zihniyetle dolanıp Kürt düşmanlığı yapamazlar. Onu yapmak insanlıktan uzaklaşmak demektir. O halde kendine gelmek zamanı gelmiştir. Gerçekleri görme zamanı gelmiştir. Bu ırkçı, şoven, faşist teraneleri bir tarafa iterek, özgürlükçü demokratik düşüncelerle Kürtlerle kardeşleşerek, kadın özgürlüğünü esas alarak, Özgür Kürdistan Demokratik Türkiye yaratmak üzere Kürt gençliği ile birlikte, tıpkı DEV-Genc’in güncelleştirme biçiminde, üniversiteden sokağa kadar her yerde toplumsal gidişata karşı sorumluluk duyarak mücadeleye yürü, sokağa çık, meydanları doldur. Faşist teröre karşı anladığı dille direnişle, her türlü direniş yöntemini kullanarak cevap ver.
“AXİN’LERİN, ÇİYAGER’LERİN VASİYETLERİNİ YERDE BIRAKMAYACAĞIZ”
Diğer yandan son olarak en fazla direnmiş büyük zorluklar, acılar yaşamış olan bazı kentlerimizin büyük direnişler yaşamış olan kentlerimizin gençliği, Cizre’nin, Sur’un, Nusaybin’in, Şırnak’ın, Gever’in gençliği, Varto’dan Derîk’e kadar uzanan her türlü ağır saldırı karşısında kahramanca direnen kentlerimizin gençliği. Evet ağır saldırılar oldu. Fakat bunlara karşı büyük kahramanlıklar yaşandı. Zeryan’ların, Axin’lerin, Çiyager’lerin, Xebat’ların öncülüğünde. Tarihi direnişler verildi, kahramanlıklar gösterildi. Mehmet Tunç’ların, Asya Yüksel’lerin “diz çökmeyeceğiz” düsturlarının gereği olarak en kahramanca duruş yaşandı. Bu gerçeği hiçbir zaman unutmamak lazım. Bu kadar ağır saldırı yapmış, katliamlarda bulunmuş düşman gerçeğine karşı elbette ki mücadele etme görevimiz var. Ağır bir saldırıyla karşılaşmış olabiliriz. Büyük zorluklar, acılar yaşamış olabiliriz ama niçin oldu bunlar? Kim yaptı? Neden yaptı? Bu sorulara cevap verebiliyoruz. Düşman yaptı bunu, bizi yok etmek için yaptı. O halde var olmak için düşmana anladığı dille cevap vermeyi bileceğiz. Tarihi kahramanlıkların günümüzde yaşatılmasını sağlayacağız. İntikam görevimizi yerine getireceğiz.
Şex Said’lerin Seyid Rıza’ları, Mehmet Tunç’ların Asya Yüksel’lerin vasiyetini kesinlikle yerde bırakmayacağız. Onların gereğini faşist, soykırımcı, sömürgeci düşmanı yenilgiye uğratarak, Kürdistan’ı faşizme mezar ederek Kürdistan’ı parça parça, alan alan, adım adım özgürleştirerek, faşist düşmanı Kürdistan’da kovarak, yok ederek başarıya taşıyacağız. Bu bizim için boyun borcudur, en temel görevdir, ahlaki görevdir. Bize verilmiş bir talimattır, emirdir, bir vasiyettir. En büyüklerimizin vasiyeti. O halde bunların gereğini mutlaka yerine getireceğiz. Axin’lerin, Çiyager’lerin vasiyetlerini yerde kesinlikle bırakmayacağız. Zulüm gördük, zorlandık, ağır baskılar oldu diyerek durmayacağız. Bütün bunlar bizden daha fazla mücadele etmemizi istiyor. Daha çok cesaretle, fedakarlık göstermemizi gerektiriyor. Daha çok öncülük geliştirmemizi gerektiriyor. Neden? Çünkü gerekçeler var. Düşman bu kadar saldırmış. Bu kadar katliam yaşamışız. O halde bunun intikamını almak gerekiyor. Hesabını sormak gerekiyor.
Her saldırının, misliyle hesabını sormak, bizim için boyun borcu. İnsan olmamızın, yurtsever olmamızın, özgürlükçü olmamızın, devrimci olmamızın gereği başka türlü yaşam olmaz, başka türlü özgürlüğe ulaşma olmaz. O halde devrimci intikam görevlerimize Önderlerimizin, kahraman şehitlerimizin vasiyetlerine kesinlikle sahip çıkacağız. Faşist düşmandan yaptıklarının hesabını her zaman misliyle soracağız. Bunlar temelinde bir kere daha. Tüm Kürt gençliğinin, genç yoldaşların parti bayramlarını kutluyor. Ellinci Önderliksel doğuş yılında Apocu özgürlük kervanına daha çok katılmaya, bu kervanın daha güçlü, daha dirayetli, daha öncü yürüyen militanı haline gelmeye tüm gençleri çağırıyoruz. Zafer sizin olsun.