Genel

Gençliğin Gücü; Örgütüdür

Felat Serhat
Demokratik Gençlik Konfederalizminin örgütlenme hattında kitleselleşme sorununu da ele almak gerekmektedir. Demokratik Gençlik Konfederalizminin örgütlenme düzeyi başarı veya başarısızlığını belirleyecek temel etkendir. Mücadele tarihimizden çıkardığımız derslerden çok iyi biliyoruz ki güç olmak örgüt olmak demektir. Bireyi ve toplumu güç yapan onun örgütlülük düzeyidir. Söz konusu gençlik olunca bu durum çok daha fazla geçerlidir. Gençlik hareketinin örgütlülüğü gücünün kaynağı durumundadır. Gençlik ne kadar örgütlü ise o kadar güç haline, irade haline gelmiş demektir. Bu noktada tüm gençliğin Demokratik Gençlik Konfederalizmi’ne bir yerden katılması, herkesin örgütlü olması, kimsenin dışarda kalmaması önemli olmaktadır. Örgütsüz tek bir gencin bile kalmamasını hedeflemek ütopik bir yaklaşım olarak ele alınmamalıdır. Hangi kesimlerin nasıl örgütleneceği, sisteme nereden katılacağı tespit edilir, sorunları, çelişkileri irdelenir ve bu doğrultuda kararlılıkla pratikleşilirse demokratik gençlik konfederalizmi tüm gençleri kapsayabilir. Böylesi bir içeriğe, anlama ve örgütsel potansiyele sahiptir. Kürt özgürlük hareketinin açığa çıkardığı kitle tabanı hazırda örgütlenmiş temel bir güçtür. Bu anlamda hareketin genciyle, kadınıyla, yaşlısıyla hazır bir kitle tabanı mevcuttur. Bu kitle tabanı yılların birikimi ve emeği ile açığa çıkmıştır. Bu kitle tabanını sadece “kitle” olmaktan çıkarıp, onları alternatif yaşam sistemi içerisine çekmek elbette önemlidir. Zira temel çalışma da bu yönlü olmalıdır. Fakat bunu yaparken sadece özgürlük hareketinin açığa çıkardığı hazır tabandan hareket etmek dar kalmayı getirir. Bu temel kesimden hareket ederek gençliğin diğer tüm kesimlerine ulaşılmalıdır. Gençlik hareketi bu şekilde kitle tabanını genişletmeli ve genişleyen bu kitle tabanını demokratik gençlik konfederalizmi içerisindeki alternatif yaşamla buluşturmalıdır. İşsizişçi, öğrenci, köylü gençliğin her birini özgün olarak örgütlemelidir. Farklı gençlik kesimlerine özgün yaklaşmalıdır. Sistem ile olan çelişkilerini, psikososyal durumlarını anlamalı ve ona göre politika geliştirmelidir. İşsiz kesim örgütleme açısından en önemli hedef kesimlerinden biri olabilir. Bu kesimler sistem içinde kendine yer bulamamış, sistemde yer edinmemiş kesimlerdir. Sisteme dahil olmayan, onunla zıtlıklar yaşayan her kesim devrimin kitle tabanıdır. Sisteme dahil olmadıkları için doğal bir muhalefet veya doğal bir ayrıksılık durumları vardır. Gerekli olan bunu bilinçli bir toplumsal muhalefete dönüştürmektir. Bu anlamda demokratik gençlik konfederalizminin örgütlenme hattında işsiz gençliğe dönük özel bir politikası olmalıdır. Örgütlenmeye, demokratik ulusun ve gençlik konfederalizminin temel bileşenleri haline gelmeye, devrime kanalize olmaya eğilimli bir kesimdir. Sistemle çelikiyi yoğun yaşamaktadır. İşçi sistemin içinde istediği gibi yer alıp almama çelişkisi değil, sistemin içinde yer alıp almam çelişkisi yaşamaktadır. Dolayısıyla işsiz gençler gençlik devriminin ana unsurlarından biri olmaya adaydırlar. Yüzbinlerce işsiz gencin devrime kanalize olması muazzam sonuçlar açığa çıkarma potansiyelindedir. İşçi-emekçi gençliğin de devrime kazandırılması gerekmektedir. Ulus devletlerin göç ettirme politikaları sonucu köylü gençliğin bir kısmı da bu zemine kaymıştır. Dolayısıyla nicelik olarak bu kesim de önemli bir yoğunluğu yaşamaktadır. İşçiler işsizlikle korkutulup bastırılsa da sistemle yaşadığı çelişkiler yoğundur. Elindekini çok uzun süre korumasının mümkün olmadığını, aslında elindekinin de çok fazla bir gelecek getirmediğini, geleceğinin şirket partronlarının iki dudağı arasında olduğunu bilince çıkardıklarında demokratik muhalefet olarak kendi alternatif yaşam arayışlarına yöneleceklerdir. Bunun için yaşadıkları çelişkilerin açığa çıkarılması, görünür kılınması gerekmektedir. Bu da gençlik hareketine bu kesimleri örgütlemek açısından önemli görevler yüklemektedir. Köylü gençlik yeniyi yaratmak için zemini en güçlü olan gençliktir. Sisteme çok bulaşmamış, özel savaştan az etkilenmiş, kendini korumuş, çevreye ve doğaya daha yakın kalmış, temizliğini görece korumuştur. Sistemde erimemiştir. Kapitalizmden uzak kalmış olması büyük bir avantajdır. Devrime katılmaya açıktır. Eğitimsizliği önündeki en önemli engeldir. Bu yönü zayıf olsa da hareketin en kitlesel katılımları yine köylü gençlik üzerinden olmuştur. Ulusal diriliş devriminde oynadığı rol belirleyicidir. Bu kesim güçlü bir örgütleme ve eğitim çalışması ile demokratik ulusun inşa çalışmalarına çekilebilir. Köylü gençlik toplumsal inşada halkçı bir rol oynayabilir. Gençlik hareketine halkçı karakteri verecek esas kesim köylü gençliktir. Liseli gençlik gençliğin ilk dönemlerini yaşıyor olması, kişiliğinin oturmamış olması nedeniyle etkiye en çok açık olan gençlik kesimidir. Örgütlendirilmeye açık oluşu olumlu olsa da sistem tarafından yönlendirilmeye de son derece açık oluşu liseli gençliğin temel sorunudur. Bu durum liseli gençlik için özgün, onu sistemin tuzaklarından çekebilecek ve” özüne uygun bir toplumsal eğitimi zorunlu kılar. Daha yoğun eğitilmesi ve örgütlenmesi gerekmektedir. Liseli gençliğin eğitimi büyük çaba ve sabır isteyen bir iştir fakat harekete geçtiğinde de müthiş sonuçlar yaratmaya çok yakındır. Çabuk harekete geçebilen bir potansiyeldedir. Örgütlendirilirse sonuç almaya yakındır. Hareketimizin tarihinde de ortaöğretim gençliğinin katılımı başından itibaren çok güçlü olmuş ve önemli sonuçlar da açığa çıkarmıştır. Bu miras temelinde ortaöğrenim gençliği devrim saflarına katılımı en yoğun sağlanması gereken kesimlerdendir. Üniversite gençliğinin gençlik hareketi içerisinde önemli bir misyonu vardır. Bu misyonu iyi tanımlamak gerekmektedir. Nasıl ki gençlik toplum içerisinde öncü konuma sahipse, gençlik içerisinde de öğrenci gençlik öncü bir konuma sahiptir. Biraz daha okuması, bilime yakın olması, anlamaya yatkınlığı, kendini geliştirmeye ve ideolojikleşmeye meyilli oluşu öğrenci gençliğinin öncülüğünü kendisiyle birlikte getirmektedir. Gençlik hareketini yönlendirecek, ona ideoljik,politik ve pratik olarak öncülük yapabilecek bir güçtür. Tarihsel açıdan da tüm devrimci hareketlerin çıkış noktasının öğrenci gençlik olması tesadüfi bir durum değildir. Toplumları en önde aydınlatan, bilinçlendiren aydın-öğrenci gençlik hareketleri olmuştur. Özellikle sömürge toplumlarda aydın-gençlerin sömürgeci metropollerde okuduktan sonra kendi toplumlarına dönerek sömürgeciliğe karşı çıkış yapmalarının örneği oldukça fazladır. Özgürlük hareketinin tarihi açısından da değerlendirildiğinde bu durum aynen geçerli olmuştur. Türkiye metropollerinde okuyan yükseköğrenim(üniversite) gençliği ve ardından Kürdistan kentlerinde okuyan ortaöğrenim gençliği hareketin ilk çıkış zeminleri olmuşlardır. Halk PKK’nin ilk kadrolarını “talebeler” olarak tanımıştır. Çıkışın ilk halkası öğrenci gençlik olmuştur. Bu bakımdan öğrenci gençlik demokratik ulus inşasında ve demokratik gençlik konfederalizminin örgütlendirilmesinde de öncü konumda olmalıdır. Hem topluma hem de gençliğe öncülük yapma sorumluluğu ile karşı karşıyadır. Bu nedenle öğrenci gençliğin özgün ve özerk örgütlülüğü öğrenci kofederasyonu tarzındaki örgütlenmelerle derinleştirilmelidir. Bu kesimler örgütlemeye, kadrolaşmaya açık olmakla birlikte sistemle bağlarını güçlendirme aşamasındaki kesimlerdir. Kazanılmamaları halinde tümüyle kaybedilmeleri söz konusudur. Tersi de geçerlidir. Sistemle bu denli bağ kurmuşken ve düzenle bütünleşmeye ramak kalmışken sistemden kopan kesimler büyük oranda tümüyle kazanılmaktadırlar. Dolayısıyla öğrenci gençliği sistemin üniversitelerine karşı bilinçlendirilmeli, tıpkı ortaçağ kiliselerinin dağıttığı cennet tapuları misali dünya tapuları olan diplomaların peşinde koşmaktan vazgeçirilmelidir. Demokratik ulusun akademi ve bilim dünyası ile buluşmaları için yoğun bir düşünsel faaliyet içinde olunmalıdır. Tabiki gençlik hareketi kitleselleşmede kendini bir boyutla hiçbir zaman sınırlandırmamalıdır. Sadece öğrenci gençlik üzerinden kitleselleşme yakalanamaz. Hiçbir kesim ihmal edilmemelidir. Hele ki küçük burjuva eğilimlerle sadece öğrenciler ve şehirler üzerinden örgütlenmelere gitme kesinlikle olmamalıdır. Gençlik hareketinde elitleşme asla olmamalıdır, kabul edilmemelidir. Halkçı yaklaşım her zaman esas alınmalıdır

Related Articles

Close