Genel

Şehitleri anlatmak onları yazmak yaşanmışlıkları belirtmek belki de zor olsa gerek.. Nitekim şehitleri anlatmaya ne kelimeler sığabilir ne de o kadar şeyi kelimelere sığdırabiliriz. Ne kadar yazarsak yazalım, ne kadar anlatırsak anlatalım bir yerlerde bir şeylerin eksik kalacağından korktuğumuz için pek çoğumuz şehitleri yazmaya cesaret etmez çoğu zaman. Çünkü biliyoruz ki şehitleri yazmak, anlatmak yetmez. Çekiniriz şehitleri yazmaya. Şehitleri ancak yaşayarak anlayabilir, hangi yüce amaçlar için mücadele ettiklerini, hangi inanç, hangi iddia ve kararlılıkla hakikat yolunun yolcusu olduklarını o zaman bir nebzede olsa anlayabiliriz. Ama şunu da biliyoruz ki; yoldaşları olarak onları sahiplenmek, tarihe mal etmek, ölümsüzlüklerini ilan etmek ve onları en kutsal değerlerimiz içerisinde başköşeye oturtmak da bizler açısından tarihin bize emrettiği en devrimci görevler arasında yer aldığının da farkındayızdır. Yaşam gerçek anlamına kavuşacaksa ancak ve ancak bu arkadaşlarla anlamına kavuşabilir. Çünkü yıldızlaşanları anlatmak bizi kendi hakikatimize ulaştıran yoldur her zaman. Bu hakikate karşı kendimizin doğru ve yanlışlarını görüp şehitlerimizin karşısında doğru sorgulamak, onların hakikatine denk yaşamak insanlık görevimiz oluyor her zaman. Bu gibi anlardan kendimizi şehitlere karşı ne kadar borçlu olduğumuzu görüyor ve kendimizi bulmak için onlara yol alıyoruz. Adeta günah çıkaran, günahkarlara dönüyoruz onların karşısında. Ve arındırıyoruz kendimizi tüm kirliliklerden ve günahlardan.
Şehid Eriş Çirav arkadaşla tanışmam ben lise yıllarındayken oldu. Heyecanı morali ve motivasyonuyla etrafına tam da istenilen şeyi yayan şehit Eriş, gençliğe ilham kaynağı olmuş, Bakure Kürdistan gençliğinin cesaret temsili olmuştur. İnancı ve kararlılığı mücadeleye olan bağlılığı, devrimci militan olmanın gerekliliği şehit Eriş’te tam da bulunan özelliklerdi. Sürekli gençler içerisinde yılmaz bir komutan öncü rolünü oynayan şehit Eriş yaşama bakış açısı, çalışkanlığı ve durmak bilmez arayışıyla gençlik hareketinin kuzey Kürdistan’daki öncü komutanı olmuştur. Her şeyi devrime adamayı, her değeri yoldaşları ile paylaşmayı yaşamının özü kıldı. Yaşamı halkı ve yoldaşları için pusulaydı. Kaldığı her mahalle ve caddede doruğa ulaştırmaya çalıştığı yoldaşları için ter dökmeden çekinmedi. O bunu yaşamının miheng taşına dönüştürdü. Yaşamın her anında dervişane bir yaşamı vardı. Her bulunduğu alanda özgür yoldaş enerjisi ve dinamizmiyle yoldaşlarına örnek olan, gençlik hareketi içerisinde büyük bir yer edinmiş, sarsılmaz irade ve kararlılığıyla bir çok Kürdistan gencinin özgür dağlarla buluşmasını sağlamıştır. Devrim sahasında bulunduğu süre boyunca, andan itibaren devrim coşkusu ve heyecanını iliklerine kadar hissetmiştir. Büyük bir aşk ve tutkuyla ülkeye olan bağlılığını pratik sahada göstermiş, anı anına yaşamayı kendisi açısından en temel amaç edinmiş olup intikam duygusunda yaşadığı zirveleşmeyi sağlamayı temel ilke olarak benimsemiştir. Eriş Çırav arkadaş yaşamın tüm hücrelerine rengini katmak, zorlukları göğüslemek ve zoru başarmak için çaba verir, aynı zamanda bu başarıları ile yoldaşlarını da pratiğiyle ikna ederdi.

Yoldaşlık çoğu zaman dile getiremediğimiz bir kelime ya da sadece yaşanılması gerektiğini düşündüğümüz bir olgudan ibarettir. En güzel  ve en acılı yanları ile hepimiz yoldaşlığın derinliğini hissetmişizdir. Çünkü yoldaşlık bizi yaşama bağlayan hakikatlerden birisidir. En yakınında olanından tut en uzağındakine kadar öyle güçlü örülmüş bir ağdır ki hepsi birer ateşten meşale olup Güneş’in etrafında bir olmuşlardır. İşte böyle güçlü bir hissiyatın yoldaşlarıyız biz. Tabi her zaman en önemli ve dikkat etmemiz gereken nokta; beraber iken değerimizi bilmek ve bunu hissettirmek. Eriş yoldaş da bunu derinden yaşamaktaydı. Şehit Eriş, Kobane serhildanlarının olduğu dönemlerde Botan’a gitmek isteği vardı. Ve Botan’a giden Eriş arkadaş çok kısa bir zaman zarfında bir çok imkan yaratıp öz yönetim direnişlerinde öncülük geliştirdi. Gençler adeta Şehit erişe bağlanmıştı. Eriş arkadaş gittiği her alanda iz bırakıyordu. Şehit Eriş’ten bahsetmeyen bir genç yok gibidir adeta. Yaşamı, mücadele ruhu, çalışkanlığı, fedakarlığı ve fedailiği ile her an başarıyı ve zaferi yakalayan bir tarzı vardı. Kendini adamıştı… O, fedailiğin önemli bir simgesiydi. Bir yaşam tarzıydı onun için fedakarlık. Fedailik bir özellik değil, yaşam tarzıydı onun için. Onun gözlerinde kahramanlık okunuyordu. Şehit Eriş’i tanıdığımda onun heyecanını gözlerinde görüyordum. Bir boyutuyla Eruh’ta doğmuş büyümüştü. Oranın yurtseverliğini almış, Şehit Egid’in mücadele dolu yaşamını ve öncülüğünü kendisi açısından esas almıştı. Her adım attığı yeri bir mücadele gerekçesi ve sebebi olarak ele alan Eriş arkadaş, gençlik hareketinin sembol ismi olmuştur. Şehit Eriş öz yönetim sürecinde Silopi’de halka, gençlere öncülük yapan her bir genci kazanan mücadelenin neferi yapan ve Silopi halkının gönlünü kazanan bir arkadaş, tam da olması gereken bir PKK militanının bütün özelliklerini kendisinde taşıyordu. Eriş yoldaş Silopi’de uyuşturucuya ve TC Devletinin Kürt gençliğine karşı geliştirdiği kirli politikalara karşı amansız mücadele etmiş, her bir genci kazanmış ve mücadeleye sevk etmiştir. Eriş arakdaş tam bir zafer kişiliğiydi. Zafere olan inancı coşkusundan, azminden ve kararlılığından belli ediyordu. Atılgan ve en önde giden idi. Yaşamı bir bütünlen 24 saat dur durmak bilmeyen bir tarzdaydı. Sözü eylemi bir olan bir arkadaştı. Kişiliği başarıyı kesinleştiriyor, bütün Kürdistan gençliğine yol gösteriyordu.

Son nefesine kadar da kahramanca direndi. Fedai bir çizginin sahibi oldu. Ve bizlere nasıl mücadele edilmesi gerektiğini, nasıl direnilmesi gerektiğini, açıkça eylemiyle ortaya koydu. Bizler her zaman Şehit Eriş’in takipçisi olacağız. Onun yoldaşları olarak bu mücadeleyi zafere taşıyacak, özgür Önderlik ve özgür Kürdistan hayalini gerçekleştireceğiz.

crackdetudo.com

Related Articles

Close