GenelRöportaj

Avesta: Özgürlük bayrağını onurla taşıyan Kürdistan gençliği öncülük rolünü layıkıyla oynamıştır

PKK’nin 40 yıllık direnişini değerlendiren KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Sozdar Avesta, ülkemizdeki meşru savunma direnişi gerilla savaşı aşamasına ulaştığında, PKK’nin gerillayı büyütme ve özgür yaşamı inşa etme çağrısı yine en önde gençlikte karşılık bulduğunu belirtti.

PKK’nin 40. kuruluş yıldönümüne ilişkin değerlendirmelerde bulunan KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Sozdar Avesta, Kürtler için 40 yılın insan üstü bir direnişle geçtiğini belirtti. Geçen 40 yıllık emsalsiz, mücadele içinde PKK’nin, sadece yeni bir tarihin ve toplumun yaratılmasına öncülük etmekle yetinmediğini söyleyen Avesta, “Hiç kolay ve sıradan geçmeyen nefes nefese adeta, önderliğimizin de dediği gibi iğneyle kuyu kazarcasına, kayadan gül bitme misali birçok mucizevi gelişmeye damgasını vuran PKK bir özgürlük destanıdır” dedi.

Sozdar Avesta: ”Bir kadın partisi olan PKK’nin 41. yıl dönümünde özgürlüğünü sağlama, varlığını koruma mücadelesinde, Kürdistan özgür kadın hareketimiz her zamankinden daha güçlü örgütlülüğünü geliştirerek, Önder Apo’nun etrafında kenetlenerek, hareketimize dönük yeniden devreye konulan uluslararası komployu boşa çıkartacağından hiç kimsenin kuşkusu olmasın”

PKK, bir gençlik hareketi olarak doğdu ve gelişti cümlenizden yola çıkarsak PKK genç nesil için ne ifade ediyor?

40 yılık destansı mücadelenin özgürlük bayrağını büyük bir onurla taşıyan Kürdistan gençliği, tüm dönemlerde ve zamanda, öncülük rolünü layıkıyla oynamıştır. Önder Apo’nun başını çektiği aydın-gençlik hareketi sağlam temeller üzerine kuruldu. Bu anlamda genç başladık, genç başaracağız diyerek gençliğin rolünü daha ilk yıllarda ortay koymuştur. Köleliği, baskı, sömürü, zulüm ve zorbalığı reddeden gençliğin yüzü her zaman PKK’ye dönük oldu. Ülkemizdeki meşru savunma direnişi gerilla savaşı aşamasına ulaştığında, PKK’nin gerillayı büyütme ve özgür yaşamı inşa etme çağrısı yine en önde gençlikte karşılık buldu.

Özünde gençliğin askeri yapılanması olan gerilla ordulaşması Kürt halkında düşmanın yenileceği inancını güçlendirdi. Özyönetim direnişlerinde de gençlik tam bir kahramanlık pratiği sergiledi. Her zaman PKK’nin kadro kaynağı oldu, Önder Apo’nun düşünce ve eylemini halka taşıdı. PKK ile birlikte savaşan gençlik, savaşan halk gerçekliğine götürdü; kazanan gençlik kazanan halk haline geldi.

Bu anlamda gençlik kadınla birlikte devrimin öncü gücü olarak rol oynadı. 40. yılında Efrîn’de Berxwedana Serdemê’nin öncü komutanlık görevini, Avestaların, Polatların şahsında büyük bir kahramanlıkla yerine getirmiştir. Tüm dünyayı hayretler içinde bırakan Efrîn direnişinin gençliğimizin devrimci ruhu ve bilincinin yaşamsallaşmasıyla zirveleştiği bir gerçektir. Baranların, Mahirlerin, Axinlerin öncülüğünde ayağa kalkmış bir gençlik SERİ HILDE hamlesini Önder Apo’nun özgürlüğüyle taçlandıracaktır.

PKK’nin 40. yıldönümüne baktığımızda tümüyle ortadan kaldırma temelli imha ve inkar politikaları karşısında direnişin damga vurduğu bir yıla tanıklık ettik. PKK’nin 40 yılını değerlendirecek olursak neler söyleyebilirsiniz?

Öncelikle ben de partimiz PKK’nin 41. yıl dönümünü başta Önder Apo’ya, kahraman şehitlerimizin ailelerine, zindan direnişlerine, özgürlük arayışçısı fedakar kadınlara, özgürlük savaşçılarına, partimizin kadro militanlarına ve bütün Kürdistanlı halklara, dostlara, ilerici insanlığa kutluyorum. Tüm değerlerin yaratılmasının büyük abideleri olan kahraman şehitlerimizi Haki Karer yoldaş şahsında saygı ve minnetle anıyorum, uğruna canlarını feda etikleri ideallerini mutlaka gerçekleştireceğimize dair verdiğimiz sözü yineliyoruz.

Bu kutsal değerlerin bileşkesi olan partimizin ruhu ve yaşam felsefesinin yaratıcısı Rebêr Apo’yu saygı, sevgi ve özlemle selamlıyorum. Önderliğimizin mutlak özgürlüğünü sağlamak boyun borcumuzdur. Dile kolaydır ama hiç de kolay ve sıradan geçmeyen nefes nefese, önderliğimizin de dediği gibi iğneyle kuyu kazarcasına, kayadan gül bitme misali birçok mucizevi gelişmeye damgasını vuran PKK bir özgürlük destanıdır.

Her şeyden önce bugünü doğru anlamak için az da olsa geçmişe bir bakmakta yarar vardır. Büyük bedeler ödeyerek acılar yaşayarak, ama onu çok çok aşan kazanımlar elde etmiştir. PKK sadece Kürt halkı için değil, bütün insanlık için bir özgürlük manifestosu gibi yaşanmış ve hala da büyük kazanımlarına yenilerini ekleyerek halkların umudu olmaya devam ediyor. Halkımız için bu 40 yıl, TC sömürgeciliğinin inkar ve yok etme politikasına karşı insanüstü bir direnişle dolu geçti.

PKK, KÜRDİSTAN BAĞRINA SERPİLEN ÖZGÜRLÜK TOHUMUDUR

Geride kalan bu 40 yılın her bir anı Apocu felsefesiyle aydınlanmış en yiğit insanların soylu emekleri ve akan kanlarıyla yoğruldu. PKK umudun kırıntısının dahi bulunmadığı, varlık ve özgürlük davasının başarısı için hiçbir maddi ve manevi imkanın olmadığı koşullarda, Önder Apo’nun ve bir elin parmak sayısını geçmeyen dar yoldaşlar gurubunun emeğiyle, alın teri ile filizlendi. Kürdistan topraklarının bağrına serpilen özgürlük tohumu daha ilk adımda koparıp umutlar yok edilmek istendi.

Yerli işbirlikçilerin de desteğini alarak Haki Karer yoldaşın katledilmesi bu mücadelenin ne kadar çetin ve zorlu geçeceğinin de somut ifadesiydi. Kürdistan halkı ve insanlık arasında açılmış derin uçurumu kapatmak, ancak adeta sıfırdan başlayıp umut dahil her şeyi yeni baştan yaratmayı göze almakla mümkün olabilirdi. Tükeniş sürecine doğru baş aşağı giden Kürdü kendisi yapacak ve kimliğini tekrar kendisine kazandıracak yol böylesi kararlı bir duruşa ve çelikten bir iradeye sahip olmaktan geçiyordu.

Ancak bu tarzda bilinçlenmiş ve iradeleşmiş bir başarı ve zafer kişiliği Kürt halkının kördüğüm olmuş sorunlarının çözümüne talip olabilir ve imkansız olarak görüleni başarabilirdi. PKK gibi Kürt halkıyla özdeşleşen bir partinin kuruluşuna götüren şey de işte başarıdan başka bir seçeneğe fırsat tanımayan bu zafer duruşu ve kişiliği oldu.

PKK hareketi tam 40 yılı ardında bıraktı. Bu 40 yıl içerisinde PKK, Kürdistan ve bölgede ne tür değişimlere yol açtı?

Geçen 40 yıllık emsalsiz mücadele içinde PKK, sadece yeni bir tarihin ve toplumun yaratılmasına öncülük etmekle yetinmedi, aynı zamanda halkımızın kadim tarihiyle yeniden bağ kurmamızı sağladı. Kendi tarihiyle bağ kurmak, yeniden köküyle buluşmaktı, tüm geçmişin anda dile gelip yaşanmasına yol açmak demektir. Bu yüzden PKK ile başlayan çağdaş tarihimizi sıkça değerlendirmek, kendimizi bilmek, halkımıza ve insanlığa karşı sorumluluklarımızı yerine getirmek açısından da çok çok önemlidir.

PKK tarihinin Kürt halk tarihinin güncellenmesi ve çağla bütünleşmesi olduğunu hiç unutmamalıyız. Kürdistan’da ve Ortadoğu’da yaşayan halklar olarak bunun bizi var kıldığını ve özgürleştirdiğini bilerek PKK tarihine yaklaşmalıyız, işte tam da bu günler bu yönlü sorgulamayı yapmamızı farz kılmaktadır. PKK’nin 40 yılını geride bırakırken derinlikli bir yaklaşımla bu hakikati doğru anlamalı ve doğru dersler çıkartmalıyız.

KAZANAN HALKLAR, KAYBEDEN ULUSLARARASI KOMPLOCULAR OLDU

Önder Apo ve PKK öncülüğünde gelişen özgürlük mücadelemiz toplumun tüm kesimlerine nüfuz etmiştir. Kadınların ve halkların umutlarını karartamaya çalışan faşist Türk sömürgeci ulus devletine karşı büyük bir direnişle mücadeleyi geliştirerek umutsuzluğa, inançsızlığa, cahilliğe ve köreltilmiş yüreklere karşın, zafere ulaşmanın umudu inancı ve cesareti oldu. Bundan dolayı PKK ilk günden bugüne kadar devrimci bir duruş, bilinçli bir yaşam kazandıran yaratıcı yöntemlerle hep değişim ve dönüşüm içerisinde olmuştur. PKK, bir devrimci sosyalist parti olarak gelişse de tümüyle PKK’nin gelişimini ve çizgisini belirleyen Önder Apo’nun yaşam felsefesi ve kişilik özellikleridir.

Bu anlamıyla PKK bir önderliksel harekettir ve bundan dolayı ilk çıkışından günümüze kadar bin bir komplo ve tasfiyeci saldırılara maruz kalmasına rağmen her mücadelesinden zaferle çıktı ve yeni gelişmelere damgasını vurdu. Öyle ki uluslararası güçlerin Önder Apo şahsında geliştirdikleri komplo tarihte eşine az rastlanan kapsamda olmasına rağmen kazanan, PKK öncülüğündeki halklar olmuş kaybeden ise uluslararası komplocular ve Kürdistan’ı işgal eden faşist sömürgeci güçler olmuştur.

PKK’nin 40 yılda yaratığı değerleri ifade etiniz, hala Önderiniz İmralı’da ağır tecrit altında tutuluyor. Yine ABD’nin almış olduğu PKK’nin öncü kadrolarına dönük karar da Kürt halkının ve dostlarının büyük tepkisini çekti. Böylesi bir süreçte bu karar kendi bünyesinde ne gibi planlar barındırmaktadır?

Partimizin 41. yılına girerken, Önder Apo üzerindeki ağırlaştırılmış tecrit devam ediyor. Bilindiği gibi faşist Erdoğan diktatörlüğü, varlığını ve iktidarını sürdürmek için halkımıza, tüm aydın demokrat, sol sosyalist devrimcilere karşı topyekun bir tutuklama ve imha savaşını yürütmektedir. AKP-MHP faşizmi Ocak 2018 yılında başta Rusya olmak üzere uluslararası komplocu güçlerin desteğini arkasına alarak Efrîn’e saldırdı. Buna karşı başta Efrîn savunma güçleri ve halkı olmak üzere tüm Kürdistan’da ve yurt dışında “Berxwedana Serdeme” şiarıyla büyük bir direniş mücadelesi geliştirildi ve bu direniş hala devam ediyor. Efrîn faşist TC sömürgeciliğinin işgalinden kurtarılana kadar da kesintisiz devam edecektir.

Efrîn’de halkların iradesini ve özgürlük mücadelesini zayıflatmak isteyen AKP-MHP diktatörlüğü her ne kadar özel savaşı yürüterek sahte zafer naraları atsa da bunun böyle olmadığını en iyi kendileri biliyor. Tüm dış desteğe rağmen büyük bir bozgun yaşadılar. Kuzeydoğu Suriye halkları, demokratik ulus projesinde ısrarlı olduklarını ortaya koyarak, ortak meclisini oluşturarak siyasi iradesini ortaya koydu. Halkların demokratik, özgürlük devrimi 40. yılında da tüm devrim karşıtı düşmanların saldırılarına karşı, Kuzeydoğu Suriye halkları, devrimi halkların ve kadınların renginden büyütmesini bilmiştir.

ABD’NİN ALDIĞI KARAR KOMPLONUN DEVAMIDIR

Kürdistan özgürlük gerillaları TC’nin Güney Kürdistan’ı işgal etme saldırılarına karşı durmuş, aynı zamanda gösterdikleri irade ile yeni bir taktik ve 21. YY’da dönemin modern gerillaları olarak, diktatörlere nefes aldırmamış, mevzilerini koruyarak düşmana darbe üstüne darbe vurmaya devam etmiştir. Bunun karşısında faşist AKP-MHP diktatörlüğü çaresiz kalmış ve Cumhuriyet tarihinin en zor sürecine girmiştir. Başta ekonomik çöküşü yaşayarak siyasi ve askeri olarak Rusya ve NATO’nun kuyrukçusu ve bağımlısı olmuştur.

Yıl boyunca siyasi soykırım operasyonlarını aralıksız sürdüren işgalci AKP-MHP, faşizmi 24 Haziran seçimlerinde, halkımızın ve demokratik halklar cephesinin gösterdiği duruş ve elde etiği sonuçları hazmedemedi. Düşman önder Apo üzerindeki tecridi ağırlaştırmış ve buna sözde kanunlarla da kılıf bulmaya çalışmıştır. 20 yıldır ağır tecrit ve işkence altında tutulan Rebêr Apo şahsında partimiz PKK ve halkımız teslim alınmak istenmektedir. Önderliğimizin yaşam felsefesi, yeni paradigması karşısında çözümsüz kalan faşist AKP-MHP ağır tecrit uygulayarak sonuç almaya çalışıyor. 15 Şubat komplosu devam ettirilmek isteniyor.

ABD’nin son aldığı kararda bunun somut ifadesidir. Halkımız bu ahlaksız ve onursuz yaklaşıma ve alınan karara karşı gösterdiği tepki çok önemlidir. Kürdistan’ın dört parçasında ve yurt dışında yaşayan halkımız partisine ve devrimci öncülerine sahip çıkarak haftalardır, 41. yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutlayarak dostlara, mücadeleye nasıl sahiplik etmeleri gerektiğini, düşmanına da saldırılar, komplolar kimden gelirse gelsin, asla özgürlüğünde vazgeçmeyeceğini göstermiştir.

ÖZSAVUNMA GÜÇLERİN GELİŞTİRİLMESİ KÜRDİSTAN’IN GELECEĞİNDE BELİRLEYİCİ OLACAKTIR

Başur ve Rojhilat Kurdistan’da aynı şekilde mücadele devam etmiştir. Doğu ve Güney Kürdistan’da demokratik ulus bilinci ile örgütlenmenin imkanları bugün her zamankinden daha fazladır. Gerekli olan şey Önder Apo’nun demokratik ulus projesinin kararlılıkla hayata geçirilmesidir. Küresel hegemonik kapitalist güçler ve bölge devletleri arasındaki çelişkiler daha fazla derinleşmiş olsa da değişim ve dönüşümün gerçek aktörleri iradeleşen halkların olacaktır. Bunun için kendi öz gücüne güvenmek son derece önemlidir.

Öz savunma güçlerinin geliştirilmesi, büyütülmesi ve halkın örgütlendirilmesi Kürdistan halkının geleceğinde belirleyici olacaktır. Önderliğimizin özgürlüğüne kilitlenmiş bir topyekun direniş mücadelesi halkımızı da özgürlüğüne kavuşturacaktır. Bu anlamda herkesin görevlerini yerine getirmesiyle kazanımları garantileyeceği unutmamalıdır. Ancak mücadeleyi geliştirerek etrafına duvar örülmüş zifiri karanlık bir zindan haline getirilen ülkemizi özgürleştirerek, önderliğimizin fiziki özgürlüğünü gerçekleştirmekle nihai sonuca ulaşacağı bilinmelidir.

Kadınlar için yeni ve özgür bir yaşamın sembolü olan PKK, kadınlar için ne tür kapılar araladı, nasıl gelişmeler kat etti?

PKK’nin ilk çıkışında ektiği özgürlük tohumları en gür haliyle bereketli tanrıçalar diyarı olan Mezopotamya toprağında Kürt kadınında yeşerdi. Kadınlar her yerde özgürlük hareketinin saflarına aktılar. Kürdistan ve Ortadoğu halkları için bir milat olan 15 Ağustos gerilla hamlesi çalışmalarında yerlerini aldılar. Bu hamlenin ardından kadınların gerilla saflarına katılımı hızlanarak kesintisiz devam etti. Dünyada bir ilk olan kadın ordulaşmasının ilanıyla kadınların özsavunma gücü ve iradesi gelişti. Serhildanlarda en ön saflarda yerini aldı.

Özgürlüğe kenetlenen Kürt kadını zindanlarda Sakine Cansız yoldaş öncülüğünde faşizme, sömürgeci, işgalci düşmana meydan okudu. Kürt kadınının sergilediği kahramanlığın örneği oldu. Kadın partileşmesi ve ordulaşması bu destansı kahramanlıklar üzerinde yükseldi. Berivan, Beritan, Zilan, Sema, Nuda, Viyan, Şilan, Şirin, Arin ve Avestalar gibi önder devrimci kadınların sürdürdüğü kahramanlık geleneği partimizin yürütme komitesi üyesi ve YJA- STAR’ın büyük komutanı Delal yoldaşta zirveleşti. Apocu devrim anlayışının özü ve ruhu onların başını çektiği kadın devriminde somutlaştı.

KÜRT KADINLARIN MÜCADELESİ EZİLEN HALKLARA İLHAM KAYNAĞI OLDU

Kürt kadınının özellikle Rojava devriminde ve Şengal’de vahşi DAİŞ çetelerine karşı geliştirdiği mücadeleyle, sergilediği direnişle insanlığı derinden etkiledi. Başta kadınlar olmak üzere tüm dünyanın yüzünü Kürdistan devrimine dönmesini sağladı. Kadınların ve ezilen halkların ilham kaynağı oldu. Bir kadın partisi olan PKK’nin 41. yıl dönümünde Kürdistan özgür kadın hareketimizin her zamankinden daha güçlü örgütlülüğünü geliştirerek, Önder Apo’nun etrafında kenetlenerek, yeniden devreye konulan uluslararası komployu boşa çıkartacağından hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

Kadın ve gençliğin öncülüğünde geliştirdiğimiz özgürlük mücadelemiz her zamankinden daha fazla zaferi yakalamaya yakındır. Faşist TC rejiminin her türlü ahlaksız ve pervasızca saldırıların merkezine Önderliğimizi koymanın nedeni de bundandır. Adete Önderliğimize “siz kadını, gençliği ve tüm ezilen halkları benden koparıp özgürlük yoluna koydunuz ben de sizden intikamımı böyle alıyorum” denilmektedir. Partimizin “Tecridi kıralım, faşizmi yıkalım, Kürdistan’ı özgürleştirelim” şiarıyla başlattığı yeni hamle kadın ve gençliğin öncülüğünde ortak eylemlerle başarılacaktır.

Son olarak PKK’nin 41. yıl dönümüne ilişkin neler söylemek istersiniz?

PKK’nin 41. yılında hepimizi büyük görev ve sorumluluklar bekliyor. Pratikte bunların gereğini yerine getirebilmemiz, Önderlik çizgisinde demokratik ulusun inşasını tam bir seferberlik ruhuyla başarı ve zafer çizgisinde yürümemize bağlıdır. Ulusal birlik çalışmalarına büyük bir önem verilmeli. Faşizmin yenilmesinin yolunun buradan geçtiği hiçbir zaman unutulmamalıdır. Tüm halkların, inançların, kültürel ve kimliklerin özgürce yaşadığı bir coğrafyada birlik ve bütünlük içinde yaşamanın PKK’nin 40 yılık mücadele tarihinde saklı olduğunu bir an bile hiç kimse unutmamalıdır.

40 yılın büyük şehitlerini bir kez daha Delal Amed, Avesta Xabur, Karker, Atakan Mahir ve Mam Zeki Şengali yoldaşlar şahsında saygı ve minnetle anıyorum, biz ardıllarına devrettikleri özgürlük ve sosyalizm bayrağını hep göklerden dalgalandıracağımızın sözü ve pratiği bunun hesabını sormak olacaktır. Bu da Önderliğimize, şehitlerimize ve halkımıza karşı boyun borcumuzdur. Özgürlüğe, demokrasiye ve adalete susamış bölgenin tüm mazlum halkları, kadınların ve insanlığın bizlerden beklentisi de budur. Bu beklentiye cevap olmaktan daha onurlu ve gurur verici bir şey olamaz.

Önderliğimiz üzerindeki tecridi yıkmak, bu tecride alışmamaktan geçmektedir. Anlamak ve yapmak devrimci görevlerimizin başında gelmektedir. Önderliğimiz, “Anlamak yapmaktır. Yapmaktan başka yapacak bir şey yok” diyerek bunun yolunu çok sade bir şekilde bize göstermiştir. Apocu çizgide görev ve sorumluluklarımıza layıkıyla sahip çıktığımızda, PKK’nin 41. yılını en büyük zafer yılı yapacağımız ve faşizmi yenilgiye uğratacağımız kesindir.

Related Articles

Bir yanıt yazın

Close